Şu anda okuyorsunuz
Akhilleus’un Zaferi

Akhilleus’un Zaferi

Akhilleus'un Zaferi

Olympos’ta Tanrılar toplanır; Zeus izin verir, her Tanrı istediği gibi yardım edebilecektir Troya savaşına… Böylece iki cepheye ayrılır Tanrılar: Hera, Athena, Poseidon,Hermes, Hephaistos Akhalar’dan; Ares, Apollon, Artemis, Leto, Aphrodite ise Troyalılardan yanadır… Akhilleus kudurmuş gibidir, önüne gelen Troyalıyı insafsızca tepeleyip Troya Ovası’nda akan Skamendros ve Simois ırmaklarına atar. Kanlarla kızıla boyanan ırmaklar, kabardıkça kabarır. Tanrılar tuttukları taraflar için Olympos’ta birbirine girer, kavga dövüş vardır onların da kendi aralarında… Azgın boğa gibi Akhilleus, Troyalıları püskürte püskürte Troya kentinin surları önüne gelir. Troyalılar surların içine sığınırlar. Bir Hektor surların dışında kalır, başı yukarıda dimdik. Priamos’la Hekabe yalvarırlar içeriye girip korunsun diye, ama dinlemez, onuruna yediremez, anasına babasına aldırmaz… Sonunda çevik bacaklı Akhilleus, O’nu surların etrafından, nehir kıyılarına 4 tur kovalar. Hektor Akhilleus’un azgınlığından korkar. Tanrılar bu kovalamacaya seyircidir… Troya yandaşı Apollon son defa gider Hektor’un yanına, cesaret ve titreyen dizlerine güç vermeye, yoksa nasıl kaçabilirdi ölümden. Ama uzadıkça uzadı bu kovalamaca… Sonunda Zeus, kader tartısını kaldırdı: Hektor’un ölüm kefesi ağır bastı, kara kaderi Hades’in evine kadar düşüp gitti. Bunu görünce Phoibos ve Apollon bile O’nu korumaktan vazgeçti, bıraktı kendi haline… Gök gözlü Tanrıça Athena hemen vardı Peleusoğlu Akhilleus’a, Yaklaştı O’nun yanına, Şunları söyledi sonra; “ Ey Zeus’un sevdiği, soyundan gelen Akhilleus, Sanırım ikimiz büyük bir zafer götüreceğiz, Akhalar’ın gemilerine, öldürerek Hektor’u. Kalkan taşıyan babamız Zeus’un önünde, Apollon istediği kadar yalvarsa bile, Kaçamaz Hektor elimizden, öldüreceğiz O’nu. Ama sen biraz soluklan şimdi, Ben de gidip ikna edeceğim Hektor’u, Seninle göğüs göğüse çarpışmaya” der. Ve Hektor’un yanına en çok sevdiği kardeşi Deiphobos kılığında gider. Durur Hektor’un yanında, şöyle der O’na; “Kardeşim çevik Akhilleus fena sıkıştırıyor seni, Priamos kenti etrafında çevik ayaklarıyla. Gel beraber savunalım, karşı koyalım O’na…” Hektor “olmaz” dedi en sevdiği kardeşine, ama Athena , Deiphobos gibi razı etti O’nu; “Hadi gel karşı duralım, başalayalım dövüşe, Mızraklarımızı boş tutmayalım böyle, Ya Akhilleus öldürecek, götürecek bizi gemilerine, Ya da O ölecek senin mızrağınla…” Böyle geldi cesaret Hektor’a, çıktı karşısına Akhilleus’un, meydan okudu. Başladı önce ağız dalaşı,sonra mızraklar uçuştu havada. Athena kah Deiphobos olup göründü Hektor’a, kah topladı Akhilleus’un mızraklarını verdi O’na. Bir ara mızrağı uzağa gitti Hektor’un, Deiphobos’a seslendi, ama yoktu ortada. İşte tam orada anladı tuzağı; “Eyvah! Tanrılar Hades’e çağırıyor beni, Sandım ki kardeşim Deiphobos benim yanımda, Athena kandırdı beni, surların içindeymiş O… Zeus ile oğlu okçu Apollon’un istediği bu anlaşılan…” İşte böyle hissetti içinde ölümü, madem kader tartısı O’nu yollayacak kadar Hades’e ağır basmıştı, O zaman onuruyla ölmeli,öyle bilinmeliydi… Hızla atıldı ortaya, üzerinde Patraklos’u öldürdüğü zaman el koyduğu tunç silahlar, kalkan, kılıç, dört kanatlı miğfer ve sanki gökyüzünde parlayan akşam yıldızı gibi bir zırh vardı. Bir tek yeri açıkta kalmıştı Hektor’un, köprücük kemiklerinin boynu ayırdığı yer omuzlarından. En kolay oradan çıkar insanın canı.Tam da oradan yedi Akhilleus’un kılıcını… Hemen ölemedi ne yazık ki, zor çıktı canı önce bedeninden, sonra parlayan savaş elbiselerini terk edip. Hades doğru yola çıktı ruhu, Akhilleus’a kaldı cansız bedeni. Patraklos’un acısıyla azgın hayvanlara dönmüş, kin bağlamıştı içini, bir an önce kurda, kuşa yem etmeliydi bu cesedi… Ama öncesinde bir zafer turu atmalıydı Troya’nın etrafında kendi için, elinde Hektor’un tuğlu savaş kaskı. Hektoru’da ibret için Priamos’a sürüklemeliydi yerlerde, Patraklos’un hatırına… İşte böyle kaldı ruhu Hades’e giden Hektorun bedeni Akhilleus’un elinde. Sonrası babası Priamos’un manevi savaşı, kahrı… *Tablo Avusturyalı ressam Franz Matsch’ın 1892 yılında tamamladığı, Akhilleus’un Hektor’u öldürdükten sonra attığı zafer turunu tasvir ettiği tablosudur. Eser Yunanistan’ın Corfu adasında bulunan “Achillion Museo’ da, üst kat anan salonunun duvarındaki fresktir…

Akhilleus’un Zaferi Antik Yunan Sanat Atlası

@arkeoportal Sedef DİNKÇİ

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır