GÖBEKLİ TEPE TAHMİNLERİ – 1
12000 yıl önce, insanlar hala avcı – toplayıcı olarak yaşarken, tarımın keşfinin, medeniyetin ve dinin doğuşuna öncülük ettiği düşülnülen, ama tarihinin tüm bunlardan çok daha öncesine dayandığı saptanan, Piramitler’den, Stonhageler’den çok daha önce, tarihin sıfır noktasını değiştiren,12 Futbol sahası büyüklüğünde ve 1000 yıldan eskiye dayanan birbirinden farklı tarihlerde katlar halinde inşa edilmiş yapılardan oluşan, tonlarca ağırlıktaki taş blokların gökyüzüne yükseldiği “Göbekli Tepe Tapınağı”, yapıldığı Yeni Taş Çağı dönemi için muazzam bir tarihi veridir….Ancak!!!…
Eğer Göbekli Tepe bir Tapınak kompleksi ise, neden bu kadar çok yapı var? Aynı zamanda, neden farklı çemberlerdeki merkezi sütunlar ana yönlere, ama farklı yönelimlere sahipler?
Bu soruları neden soruyorlar, çünkü Göbekli Tepe gördüğümüz, kazılmış 4 yuvarlak formlu yapı dışında, benzeri 16 adet daha aynı yapının keşfedildiği komplike bir yapıdır. Yani bir Tapınak olsaydı, dünyadaki benzerleri gibi tek ve devasa bir yapı olarak karşımıza dikilebilirdi. Ancak, dünyanın çeşitli yerlerinde keşfedilmiş, aynı döneme ait hiç bir yapı Göbekli Tepe gibi; eğer dini bir yapı ise, bu kadar birbirinin benzeri, fakat çeşitli ve yayılmacı bir fikirle inşa edilmiş değildir. Bu yüzden, geçen süre içerisinde bu sorulara yanıt arayan araştırmacılar, yapının içindeki sütunlar ve üzerindeki şekillerden yola çıkarak yapının bir Gözlemevi olduğu kanısına vardılar. Göbekli Tepe’yi ayrıcalıklı kılan özelliklerden biri de; dünyada bulunmuş aynı periota ait herhangi bir yapıda rastlanmamış kireç taşından halkalardır. Dünyada eşi benzeri olmayan, sadece Göbekli Tepe’de rastlanan bu halkaları yıldızlı gökyüzünü gözlemek için bir alet olarak kullanmak oldukça mümkün!..
Bir kaç yıl önce, Milan Politeknik’ten profesör Giulio Magli, kartografik verilere, uydu resimleri ile, arkeoloji ve diğer verilere dayanarak, Göbekli Tepe’nin Sirius’a adandığı ve güney yarımküre gökyüzünün gözlemleri için tasarlandığı hipotezini ileri sürdü. Neden bu yıldıza değiniyor? Çünkü özel bir yazılım aracılığı ile M.Ö 10.ncu bin yıl için yıldızlı gökyüzünü modellerken, Magli o çağda Göbekli Tepe’nin üzerinde gerçekleşen olağanüstü bir olayı keşfetmişti….
Peki neydi bu? Şimdi Sirius adını verdiğimiz ve Ay – Venüs ve Jüpiter’den sonra gece gökyüzünde 4.ncü en parlak cisim olan “nova yıldızının doğumu”. Bu, o zamanın insanları için kesinlikle çok çarpıcı büyük bir gösteri idi. Kaldı ki eski medeniyetlerde Sirus’a tapınma örnekleri mevcuttur. Bildiğiniz gibi; Mısırlılar Sirius’u “Sotis” Tanrıça İsis ile özdeşleştirirlerdi, kocası Osiris’i de Orion “Sakh” takımyıldızı ya da “yıldızların kralı” olarak özdeşleştiriyordu. Dahası, kadim Mısır takviminde her yıl, Sirius’un güneş ile ilişkili yükselişiyle başlıyordu. Afrika’daki Dogon kabilesi de tatillerinin döngüsünü Sirius’a yönlenme ile sürdürüyordu….
Göbekli Tepe’nin bu güne kadar açılmış 4 çemberinin üçünde, 8300 – 8700 ve 9100 yıllarına ait yapılan inceleme sonucunda, D, C ve B Çemberlerinin tahmini ortalama Güney açısı, devasa iki merkezi T şeklindeki monolit ortasında Sirius’un en parlak göründüğü zamanlara denk geliyordu. Ancak araştırmacı yazar Graham Hancock, Boston Üniversitesinden profesör Robert M. Schoch tarafından sağlanan verilere dayanarak, Göbekli Tepe’nin Orion takımyıldızının gözlemleri için de kullanılmış olabileceği varsayımını ileri sürdü. Tabi ki bunlar halen Tapınak olarak adlandırılan Göbekli Tepe’nin amacı üzerine hipotezlerdir, çünkü henüz ortaya çıkarılmamış ve yönü saptanmamış 16 çember daha var….
2.Bölüm/Megalitler Semboller…
Tarihin Sıfır Noktası…
Graham Hancock/ Tanrıların Parmak İzleri…
@arkeoportal
Sedef DİNKÇİ
