ADANALIYIK
Herkese merhaba! Bugün iş için ikinci kez gittiğim Adana’ yı anlatacağım sizlere. Akdeniz’deki en ilginç ilimiz Adana dır. İnsanları yaradılışı itibariyle herkese göre biraz çabuk öfkeleniyor oluşundan dolayı her zaman Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait bir il olduğu sanılır. Oysa ki Adana stratejik konumu itibariyle ve verimli topraklarıyla tüm dünya ülkelerinin dikkatini çeken bir Akdeniz kentidir. Hava limanına iner inmez kendinizi kentin içerisinde bulacaksınız bu sebeple hava limanına gitmek hiçbir zaman zahmetli olmayacak. İndiğiniz anda turunç ağaçlarını göreceksiniz , meyveler ağaçların üzerinde duruyor, çalan yok , ağaçların dallarını kıran yok. Adana’mızın birçok özelliği var. Sanatçı kenti Adana hem coğrafyası hem de insanının kendine has duygusallığı ile birçok sinema filmine, romana, şiire konu olmuştur.
Benim size tavsiyem gezmeye Taşköprü ve civarından başlamanızdır.Taşköprü hakikaten de taştan yapılmış bir Bizans mimarisidir. Öğrendim ki evvelce üzerinden araçlar da geçebiliyormuş ama şimdi sadece yayaların yürümesine izin veriliyor.
Deniz denir ancak böylesine güzel bir maviliğe evet. Ama deniz değil.Seyhan nehri kentin iki ilçesine de ismini veren iki nehir geçiyor.Her yerde palmiyeler ve turunç ağaçları ve içinden geçen Seyhan nehri.Sokak aralarından gelen kebap kokusu. Siz seversiniz diye söyledim, ben vejetaryen olduğum için Adana’da da kebap yemedim.Ama Adana’nın kebabını iyi bilirim. Babam biz küçükken hatta büyüdüğümüzde de sık sık görev için Mersin’e, İskenderun’a giderdi ve Adana’dan uçakla gelirken bir kilo Dondurmacı Halil’den cezerye, üçer porsiyon da adana kebap getirirdi. Eskiden her şey kısıtlıydı. Gecenin bir yarısı bizi uyandırırlardı ve kebap yerdik çocukluğum böyle geçti. Hasılı kebap meselesini siz kendiniz çözün.Ben evvelce çözmüştüm babam sayesinde.
Taş köprü ye giden yolda sinema müzesini göreceksiniz.Ücretsiz bir müze ve insani etkiliyor hakikaten.Çünkü içeride kral var. Büyük insan Yılmaz GÜNEY var.Sonra benim çok sevdiğim iki yazar daha var: Yaşar KEMAL ve Muzaffer İZGÜ.Çocukken bütün Muzaffer İZGÜ kitaplarını okudum sanırım. Çok severdim .Yaşar KEMAL’in kitaplarını az okudum ama Orhan KEMAL’i de göreceksiniz sanırım onun kitaplarını da bitirdim.Orhan KEMAL’de Yaşar KEMAL’de Adanalıdır.Ama Yaşar KEMAL bambaşkadır.Yaşar KEMAL insan haklarıdır. Siyasetin ta kendisi köyden kente göçün tasvircisi, ülkenin en dar gelirli halklarının yaşantısının görselleyicisidir. İstanbul’da dolmuş şoförleri, boğazı geçen salların kürek çekenleri nereden gelmişler ve kaç kuruşa çalışıyor günlük işte bunları tasvir eder Yaşar KEMAL.Yaşar KEMAL gazeteci ve yazardır insanı anlatır. Fırat’ı Dicle’yi Çukurovayı anlatır.
Sinema müzesinde Adanalı birçok sanatçıyı göreceksiniz ve bu kadar mı olur herkes mi Adanalı diyeceksiniz’ onlar da size he ya diyecekler. Adana da he ya deniyor .Taş köprüyü geçtik, Kazancılar çarşısına geçin, orada cezerye alabilirsiniz, çarşıyı gezersiniz, eski bitişik nizam taştan çarşılar.
Sonrasında size tavsiyem bir taksiye atlayıp Dilberler Sekisine gidin.Dilberler sekisi hastaneleri geçince göreceğiniz palmiyelerle çevrili bir baraj kıyısı . Masmavi suyu ve ördekleri göreceksiniz.
Orada biraz zaman geçirdikten sonra Ziya Paşa Bulvarına gitmenizi tavsiye ederim.Ziya Paşa Bulvarında tarihi Adana tren garını göreceksiniz.Gardan İskenderun ve Mersin’e direkt tren seferleri yapılıyor.Aynı gün içinde Mersin’e de gidebilirsiniz .Ziya Paşa Bulvarında güzel cafeler var.Benden bu bir günlük Adana turu için bu kadar. Bir daha ki gezi yazısına kadar sevgiler.
Av.Merve ARCASOY
