Hadi şimdi Cluj’ a gidelim.
Herkese merhaba, içinde bulunduğumuz şartlar bakımından dışarı çıkmanın imkansız olduğu bu günlerde size en son gezimi aktarmak , hiç olmazsa on dakika kafanızın dağılmasını sağlamak isterim.
Bugün karantinada 11. günüm ,günler gündüzleri bilgisayar başında çalışarak akşamları ise Netflix ve görüntülü aramalarla geçiyor.
Nereye gittim en son biliyor musunuz? Romanya’ya.21 Şubat da işten akşam üstü çıkıp THY uçağıyla Cluj Napoca’ya gittim.Bu gezinin sebebi babama bu yıl bir doğum günü hediyesi vermekti.Hem izin almama gerek kalmadan hem de yeşil pasaportunu kullanabileceği bir uçuş olarak arama yaparken , geçen yıldan beri kafaya taktığım Cluj’ a sonunda iki kişilik bilet aldım.Ne yalan söyleyeyim THY uçağı ile seyahat etmek bir başka.Eski kalitesi kalmasa da geniş olması, hiç olmazsa bir şeyler yeyip içebilmek önemli ve en önemlisi 30 kg bagaj hakkı benim için çok önemli.Ben genelde hep yurt dışından aldığım parfüm, şarap ve güzellik malzemelerini kullanıyorum çünkü kalitesine güveniyorum ve yurt dışında hep daha hesaplı oluyor.Neyse artık Cluj’ a gidelim. Cluj Napoca Romanya’nın Transilvanya dediğimiz bölgesinde yer alan küçük, gelişmiş, süslü binalarla dolu ve futbol takımı meşhur bir kenti .
Hava sıcaklığı düşük olmasına rağmen gezmek çok zor olmadı çünkü tüm şehir merkezi düz ayak ve yürüyerek gezilebiliyordu.
Romanya’ya ikinci gidişimdi bu.Asıl tavsiye edeceğim şehirleri yine Transilvanya bölgesindendir, Sinaia ve Braşov.
Bu iki şehir ve Bükreş gerçekten büyüleyicidir. Şatolarla dolu, yüksek çam ağaçları arasında kayak merkezlerinin de bulunduğu muhteşem şehirlerdir. 2016 yazında otobüsle gitmiştim ve müthiş keyifli vakit geçirmiştim.
Romanya’nın para birimi lei, bizim para birimimizden tabi ki daha değerli ama hiç olmazsa euro kadar pahalı değil. Öncelikle kalacak yeri belirlemek gerekiyor.
Biz çok ama gerçekten çok iyi bir yerde kaldık. Tamamen restore edilmiş çok eski bir bina düşünün , yani soylu bir ailenin yaşadığı ve içinde avlusu olan, çatı katında odaları olan bir ev. Bu evi odalara bölmüşler . Kocaman olduğu için sol tarafta çok şık bir restaurant var ve kahvaltınızı orada ediyorsunuz. Akşam yemeği için de gayet uygun bir yer
Guesthous 1568 isimli bu hotel in içerisindeki her şey a dan z ye Ikea mobilya ve dekorasyon ürünleriyle donatılmış ve inanın her şey sanki dün monte edilmiş gibi yepyeni.Biz buraya hava limanından çıkıp dümdüz sağa giderek bir otobüse binerek geldik tam da şehrin merkezinde bulunuyor.
Tavsiyem Romanya’da ya da her hangi bir ülkede, eğer Afrika da değilseniz tabi ki muhakkak telefonunuzdaki haritayı açmanızdır.Çünkü harita size varacağınız yere kaç durak kaldığını gösterir ve yolunuzu asla kaybetmezsiniz.Şimdi otobüse bindikten sonra birkaç durak sonra merkeze geleceksiniz.En güzeli de ne biliyor musunuz bindiğiniz durakta otobüs bileti makinası var kredi kartınızla bilet alabilirsiniz.Oteli daha fazla övmeyeceğim resimlerde göreceksiniz zaten.
Akşam otele vardıktan sonra hemen dışarı çıktık.Ve dondurucu soğukta şehir merkezini dolaştık.Gençlerin takıldığı çok şık barlar var.Gerçekten kaliteli yemek ve alkole kolayca ulaşabileceğiniz bir ülke Romanya.Aynı Ukrayna’daki gibi çok uygun fiyata kaliteli bira ve şarap içebilirsiniz.Bu arada otelin interneti ve banyosu da baya iyi. Ki bunlar benim en çok önem verdiğim şeylerdir.Ertesi sabah kahvaltı ettikten sonra şehir merkezinde gezindik gündüz gözüyle.Meşhur bir meydanı var.King Mathias heykelini göreceksiniz.Bu heykelin gerisinde tüm merkezdeki cafe ve restaurantları gezebilirsiniz. Bu sefer müzeye çok gitmek istemedim ve gitmedim.Ama folk museumu gezdik
Bu arada Cluj tam bir Romen kenti değil.Eski bir Macar şehri.Bu sebeple de geleneksel kıyafetlerden tutun da binalara kilim desenlerine kadar her şeyde Macar etkisini göreceksiniz.Ben Macaristan’a gitmedim bu arada, ama gidenlerden öğrendiklerime göre söylüyorum bunları.
King Mathias heykelinin olduğu meydanda ahşaptan küçük evler bulunuyor. Bunlar normalde Avrupa da Noel pazarı için kullanılır ama onlar anladığım kadarıyla tüm yıl bu evlerde hediyelik eşya ve geleneksel yiyecek satışı yapıyorlar.
Avran lancu meydanına gitmenizi tavsiye ederim.Güzel bir kilise var önünde.Heykeller önemli din adamlarını temsil ediyor.Epey bir yürüme mesefesi uzaklıkta merkez parkına varacaksınız.
Her Avrupa kentinde olduğu gibi burada da insanlar sıkıntıdan kendini spora veriyor.Parkta bir sürü koşan ve çocuğunu gezdiren insan göreceksiniz.Parkta bir göl var ve gölün donduğunu fotoğrafta göreceksiniz.Parkın sonunda da sizi Cluj Napoca stadyumu karşılayacak.Kentin içinden bir nehir geçiyor ve nehrin üzerinde küçük ve kısa köprüler bulunuyor.Spor yapmak için ideal bir yer gerçekten.Şimdi gezinin en can alıcı yerini anlatıyorum: Botanik bahçesi!
Benim botanik bahçelerine zaafım olduğu için çok heyecanlanmıştım şehirdeki gezilecek yerleri araştırırken.
Yolu komünizmden geçen her ülke gibi Romanya da tıpta, biyolojide, zoolojide ve kimyada çok ileri seviyede.
Botanik bahçeyi son gün gezdik.Ve gerçekten çok ama çok güzeldi.Yüksek camlardan oluşan seralar benim için her zaman aşırı heyecan verici olmuştur.İçine girince devasa palmiye türleri gördük.Şimdi fotoğraflar geliyor.
Botanik bahçesi araştırma geliştirme çalışmalarının yapıldığı faaliyete devam eden bir bilim merkezi.Eminim hafta içi ilkokul öğrencileri buraya geziye getiriliyordur.
Şehrin içinde birçok anıt ve heykel göreceksiniz.Gezinize şekil verecek olan sizsiniz.Ben vejetaryen olduğum için size et yenecek yerleri tavsiye edemem ama burada iyi yemek yiyecek çok yer var.Esas unutmadan şunu söyleyeyim Romanya kozmetik ve dermatolojide bir dünya markasıdır.
Seksenlerin sonu sanırım tüm dünyaya nam salmış kimyager dermatolog Anna Aslan’ın ürünlerini almadan dönmeyin.
Kırışıklık kremi ve cilt yenileme konusunda bir numara bir markadır. Ampüllerden, roll on sıkılaştırıcılara, serumlardan kremlere bir sürü çeşit ve ürünü marketlerde bulabilirsiniz.Gezinin bizim için en zevkli yanı tabii ki markete gitmekti.
Lidl, kaufland ve dm olan bir kentte nasıl zevkli vakit geçirilmez?Kendime hem kırışıklık kremi hem de şarap aldım marketten.Sanırım her şeyi anlattım.
İçinde bulunduğumuz bu zorlu günlerde umarım kafanız bir dağılmıştır.
İmkan olsaydı Mayıs’ta Kopenhag’a ve Haziranda Zürih’e gidecektim ama sağlık olsun
Hepinize sağlıklı günler dilerim.Sevgiler.
Av.Merve ARCASOY
