Şu anda okuyorsunuz
SİMYACI, Paulo Coelho

SİMYACI, Paulo Coelho

SİMYACI, Paulo Coelho

Yazar Hakkında;

Brezilyalı Yazar ve Söz Yazarı Paulo Coelho 24 Ağustos 1947 yılında Rio De Janeiro, Brezilya’ da dünyaya gelmiştir.

Yazarlığa başlamadan önce ülkesinde tanınan bir şarkı sözü yazarıydı. Bir süre gazetecilik de yapan Paulo Coelho, 1986yılında Hıristiyanların Batı Avrupa’dan başlayıp İspanya’da Santiago de Compestela kentinde sona eren geleneksel hac yolculuğunu yaptı. Bu deneyimini Hac (özgün adı: “The Pilgrimage”) adlı kitabında anlattı. 1988 yılında yayınlanan romanı Simyacı, Coelho’yu en çok okunan çağdaş yazarlardan biri yaptı. 42 ülkede yayınlanan, 26 dile çevrilen Simyacı, benzersiz bir başarıya ulaştı ve bu kitap sayesinde Gabriel Garcia Marquez’den sonra en çok okunan Latin Amerikalı yazar oldu. Paulo Coelho’nun kurduğu Paulo Coelho Enstitüsü, ülkesindeki yoksul çocuk ve yaşlılara yardım etmektedir. Coelho, UNESCO’nun Kültürler Arası Diyaloglar programında danışman olarak görev yapmaktadır. Aynı zamanda İsviçre’nin Davos kentindeki Dünya Ekonomik Forumu’nu düzenleyen Schwab Vakfı’nın yönetim kurulundadır. Paulo Coelho pek çok saygın ödülün sahibi oldu; bunlar arasında Dünya Ekonomik Formu’nun verdiği Crystal Award ve Fransız Légion d’Honneur nişanı da vardır. Yazar 2002 yılında Brezilya Edebiyat Akademisi’ne kabul edildi. Coelho, ayrıca pek çok saygın basın kuruluşu için haftalık köşe yazıları yazmaktadır. Paulo Coelho Rio de Janerio’da yaşamaktadır.

SİMYACI

‘’Bir kervancının getirdiği kitabı eline aldı Simyacı. Kapağı yoktu kitabın, ama gene de yazarının kim olduğunu anladı: Oscar Wilde’dı yazar. Kitabın sayfalarını karıştırırken Narkissos’u anlatan bir öyküye rastladı.

Narkissos’un, kendi güzelliğini her gün bir gölün sularında seyretmeye giden bu yakışıklı delikanlının efsanesini biliyordu Simyacı. Bu delikanlı kendi görüntüsüne öylesine vurgunmuş ki, günün birinde göle düşüp boğulmuş. Onun göle düşüp boğulduğu yerde de bir çiçek açmış, bu çiçeğe nergis adı verilmiş.

Ama kendi yazdığı öyküyü böyle bitirmiyordu Oscar Wilde.

Tatlı su gölünün kıyısına gelen orman perileri Oryasların onu bir acı gözyaşı kavanozuna dönüşmüş olarak bulduklarını yazıyordu Oscar Wilde.

Neden ağlıyorsun? diye sormuş Oryaslar.

Narkissos için ağlıyorum? diye yanıtlamış göl.

Ne var bunda şaşılacak, demiş bunun üzerine orman perileri. Bizler ormanlarda boşu boşuna onun peşinde dolaşır dururduk, ama onun güzelliğini yalnızca sen görebilirdin yakından.

Narkissos yakışıklı bir genç miydi? diye sormuş göl.

Bunu senden daha iyi kim bilebilir ki? diye karşılık vermiş iyice şaşıran Oryaslar. ‘Her gün senin kıyılarına gelip sularına bakıyordu!’

Göl bir süre sessiz kalmış. Sonra şöyle konuşmuş:

Narkissos için ağlıyorum, ama onun yakışıklı olduğunu hiç fark etmemiştim ben. Narkissos için ağlıyorum, çünkü sularıma eğildiği zaman, gözlerinin derinliklerinde kendi güzelliğimin yansımasını görebiliyordum.

İşte çok güzel bir hikâye, dedi Simyacı.’’

Santiago adındaki genç bir çobanın üst üste iki kez gördüğü rüyalar ve karşılaştığı yaşlı adam ile aralarında geçen konuşma sonrasında başlayan seyahatine hep birlikte çıkıyoruz.

“Hayat yaşadığın andan ibarettir”

Bu yolculuğun amacı her ne kadar Mısır Piramitlerinin yakınındaki hazineyi bulmak olsa da kendi Kişisel Menkıbesini ve evrenin dilini çözmekti asıl olan. Hazine aramak için çıktığı bu yolculukta yaşadığı olaylar, yolunun düştüğü simyacı ve aşık olması…Sayfalar arasında heyecanla ilerleyecek, merak duygunuza engel olamayacaksınız.

‘’Seni seviyorum, çünkü bütün evren sana ulaşmam için işbirliği yaptı.’’

İspanya’dan Mısır’a bu yolculuğa eşlik ederken nasihatlerle dolu satırlarda kendinize almanız gerekenleri alacak belki de yanıt aradığınız soruların cevabı önünüze serilecek. Santiago ile birlikte kendi iç yolculuğunuza hazırlanın. Santiago düşlerine kavuşurken asıl önemli hazineyi keşfediyor;

Hayatın Hakikati…

“Bir şeyi gerçekten istersen, demişti yaşlı adam ona, onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren iş birliği yapar.”

İlginizi Çekebilir

Santiago ailesinin istediği kişi olmayı kabul etmeyerek kendi öz yolculuğuna ilk adımı atarken babasının desteği önemli oluyor. Kendi özüne yaptığı yolculukta Santiago ile çölleri aşacak, bazen güneşle bazen rüzgarla konuşacaksınız.

“Yüreğin neredeyse hazinende oradadır.”

Bazıları hayallerinin peşinde koşar bazıları ise hayalleriyle yaşar. Yolculuk mudur güzel olan yoksa yolculuğun sonunda ki varış noktası mı? Aslında yolda gördüklerin, tecrübelerin, heyecanlardır seni varışa hazırlayan. Ve yolculuğa başlarken vaz geçtiklerin…

‘’Biri Arapça, öteki İspanyolca konuşuyordu.

Yine de pek güzel anlaşmıştı ikisi.

Sözcüklerin ötesinde bir dil var, diye düşündü.

Sözcüklere gereksinim duymayan bu dili çözümlemeyi öğrenmeyi başarırsam dünyayı kavramaya başlayacağım.”

Bu yolculuk benim için oldukça keyifli oldu. Herkes kendi gizli hazinesi bulmak yüreğinin sesini dinlemeli. Hazinenizi bulduracak yol yüreğinizden geçer. Herkes uykudayken siz güneşin doğuşunu izleyenlerdenseniz Simyacı’ yı mutlaka okumalısınız.

‘’ Bütün günler birbirine benzediği zamanda insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varmaz olurlar.’’

Keyifle okumanız dileğiyle

Göknil KONGURTAY

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır