” Semiha , Türk Kadın sesinin pırlantasıdır ” Nazım Hikmet
Türk Opera sanatçısı ve ressam Semiha BERKSOY 1910 yılında İstanbul ‘da doğmuş , 2004 yılında yine İstanbul ‘da hayata gözlerini kapamış olan öncü kadınlarımız dan birisidir .
Devlet sanatçısı ünvanına sahip olan BERKSOY , 24 Mayıs 1910 tarihinde Çengelköy ‘de Fatma Saime Hanım ile Ziya Cenap BERKSOY çiftinin kızları olarak dünyaya gelmiştir .Fatma Saime Hanım ;Heykeltıraş ve ressam , Ziya Bey ise ; Maliye kâtipliğinin yanı sıra güzel sesi olan bir şairdi.
Böyle sanat dolu , kültürlü bir ailenin içinde büyüyen Semiha elbette sanatın her dalına tutkulu olarak yetişecekti. Annesi ona jest ve mimikleri şiir okumasını ve şarkı söylemesini öğretmeye başladığında henüz dört yaşında idi .
Günleri sanatla dolu olarak geçiyordu .Çok başarılı bir öğrenciydi. İlkokulun ardından başladığı Kadıköy Ortaokulu’nu da birincilikle bitirdi . İstanbul Kız Lisesinin yakınına konservatuvar açıldığını öğrenince kaydını yaptırdı , ancak babası Ziya Bey kızına bir mektup yazarak burasını bırakması için baskıda bulundu .
Onsekiz yaşındaki Semiha bu mektuba verdiği cevapta ” benim ruhumu sürükleyen , bende alev haline gelen bir şey var o da sanat aşkıdır. Bunu bilesiniz, ölsem de mezarımda Selvi ağaçları söyler ” diyerek son noktayı koymuştur .
Sanat kariyerine yirmibir yaşında iken Türk sinemasının ilk sesli filmi olan İstanbul sokakları ile başladı .Daha sonra Ulu Önder Atatürk ‘ün emriyle bestelenen ilk Türk operası olan “Özsoy”da rol almıştır . Onu sahnede izleyen Atatürk , Çankaya Köşkü’ne da davet ederek sesinin plâğa alınmasını da sağlamıştır .
1939 da Berlin ‘de sahne aldığında ise Avrupa’da sahneye çıkan ilk Türk Primadonnası ünvanını kazanmıştır .
Operanın yanı sıra hayatı boyunca aktif olarak resimle ilgileniyor ; 1929 da Güzel Sanatlar Akademisi’nde Namık İsmail ‘in öğrencisi olarak başladığı resim sanatını Avangart tarzda resimler üreterek ölümüne kadar sürdürmüştür .Eserleri Venedik ve Şangay bienallerinde sergilenmiş olup , son yıllarına kadar fırçasını elinden bırakmamıştır.
1999 da N.Y.City – Lincoln Center ‘da Robert Wilson ‘ün yönetimindeki Umberto Eco ‘nun eseri ” Thé days before death” , description anda Detroit ‘de Titan ve Isolde operasından İşleri ‘nin aşk arasını söylediğinde 89 yaşında idi . Her zaman sanatın yaşının olmadığını , bunun Ruhî bir konu olduğunu savundu .
Ünlü şair Nazım Hikmet ile aralarında tutkulu bir aşk başlamışsa da bunun imkânsız olduğunu bildiğinden Berlin müzik Akademisine kaçarak kurtuluyor . İki büyük insan birlikte olamazdı , çok iyi biliyordu .
” Ben kendimi yaşadığım haksızlıklara rağmen hep hoş karşıladım. Sanatımla var oldum, çünkü beni sanattan başka hiç bir şey mutlu etmiyordu ” . . .
Öldüğünde 94 yaşında idi .
İlklerin kadını olarak anılan , sanatı kalpten yaşayarak icra eden , sonuna dek üreten bir Semiha Berksoy geçti bu dünyadan .
İyi ki . . .
İlklerin kadını , ilk Türk opera sanatçısı , bir Primadonna, Avrupa’da Opera sahnesine çıkan ilk Türk soprano ve renkleri kalpten gelen bir ressam ” Semiha Berksoy için Nazım ‘ın sözleri ne kadar da uyuyor !
” Semiha , Türk Kadın sesinin pırlantasıdır ” .
Alıntılardan derleyen ;
Lâle Darcan TIĞ