İSTEMESİNİ VEYA ALMASINI BİLİYOR MUYUZ?
En çok gözlemlediğim durumlardan biri. Yeri geliyor istemeye çekiniyoruz, yeri geliyor almayı beceremiyoruz. Türk toplumu olarak çok verici olduğumuz kesin, Almanya’da yaşayan bir Türk olarak Almanların da çok alıcı olduğunu gözlemlediğimi söyleyebilirim. Tabii ki bu bir genelleme, yani benim gözlemlediğim ve üzerinde çalıştığım bir durum. Genel olarak küçük yaşlardan başlar ebeveynlerimizin bizleri kodlamaları; kimseden bir şey istemeyin ve almayın gibi sözleri sıkça duymuşuzdur mutlaka. Özellikle her birimizin çocukluğundan hatırladığı durumlar vardır, misafirliğe gitmeden önce annelerimizin tembihlemeleri… “Yaramazlık yapma sakın, bir şey isteme veya alma” gibi gibi sözler. Benim nazarımda çocukken yapılan en temel hatalardan biri. Bu yüzden ne istemeyi öğrenebiliyoruz ne de almayı becerebiliyoruz. Hayat yolumuzda ilerlerken bu kalıplaşmış davranış biçimleri de bizleri yaşamamızda sürekli kısıtlamaya devam ediyor. Kimi zaman istemeyi zayıflık olarak veya almayı acizlik olarak düşünebiliyoruz, aslında durum tabii ki de böyle değil. Her bir bireyin kendi ayaklarının üzerinde durması ve durabilmeyi öğrenmesi çok önemli ve benim de çok önemsediğim bir durum, özellikle çocuklarımızı eğitirken de çok dikkat etmemiz gereken bir konu. Fakat istemenin, yani yardımlaşmanın da çok önemli olduğu kadar, almanın, yani kabul etmenin de önemini bilmemiz gerekiyor. Hayatımızda alma-verme dengesini iyi ayarlamamız, yaşamamızda daha güzel ilerlememiz için çok önemli.
?”BEN değişirsem dünya değişir.”?
Hülya YÜKSEL