HAYALLERİMİZİ HEDEFE DÖNÜŞTÜRMEK…
Son dönemlerde çokça gözlemlediğim bir durum insanların net hedeflerinin olmaması ve en önemlisi de hayal bile kuramaması. “Hedefi olmayanın tutunacak dalı da olmaz,” derdi hep rahmetli anneannem. Yani hayat yolumuzda ilerlerken hiç bir hayalimizin ve o doğrultuda hedeflerimizin olmaması bir nevi rüzgârın bizleri oradan oraya savurması demektir. Bazen hayal kurmayı bile kendimize layık görmeyiz veya hayal kurmaya çalıştığımız an hemen şu meşhur “ama”ların ve “acaba”ların devreye girdiğine şahit oluruz. Yaşımız kaç olursa olsun, işimiz ne olursa olsun, yaşam tarzımız nasıl olursa olsun, mutlaka hayallerimiz ve hedefimiz olmalı. Hedefimiz olursa ve biz buna ulaşmak için çabalarsak mutlaka daha mutlu, daha canlı ve daha hayat dolu oluruz…Hiçbir insan hayal kurmak için geç kalmış sayılmaz, lakin ilk başta insanın kurban psikolojisinden mutlaka özgürleşmesi gerekir. Benim çok önemsediğim ve hayatım boyunca hep uyguladığım şeylerden biri hayal kurmak; hayal kurduktan sonra net bir şekilde hedefe dönüştürmek ve sonrasında hedefe giden yolda adım adım ilerlemeye niyet ederek yürümek. Hayal kurmayı, mutluluğu ve güzellikleri hak ettiğimizi ilk başta kendimiz kabul etmeliyiz. En önemlisi de bütün güzelliklere layık olduğumuza kendimiz inanmalıyız, hayallerimize ve hedefimize giden o yolda adım atmak için cesur olmalıyız. Odağımız hedeflerimizde olursa ve doğru “NİYET”i de edersek gerisi TAKDİRİİLAHİ!
?”BEN değişirsem dünya değişir.”?
Hülya YÜKSEL