Şu anda okuyorsunuz
Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck

Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck

Fareler ve İnsanlar, John Steinbeck

Yazar Hakkında;

John Steinbeck, 27 Şubat 1902’de Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaleti Salinas kentinde doğdu. 20 Aralık 1968’de New York’ta yaşamını yitirdi. 1940Pulitzer Ödülü ve 1962 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi gerçekçi roman-öykü yazarı.

Bir çiftçi ailesinin çocuğudur. Babası Prusyalı, annesi ise İrlandalı göçmen bir aileye mensuptur. Yaşıtları gibi o da küçük yaşlarda çiftçilik yaptı. 1920-1926 arasında aralıklarla Stanford Üniversitesi’ne devam etti. Öğrenimini sürdürebilmek için duvarcılık, boyacılık, kapıcılık, eczacılık gibi işlerde çalıştı. Okulu bitiremedi. Öğrencilik yıllarında başladığı yazmayı sürdürdü. Irgatlık ve işçilik yaparken edindiği deneyimler, eserlerinde işçilerin yaşamlarını gerçekçi bir dile anlatmasına büyük katkı sağladı. İlk romanlarından başlayarak hep işçileri, yaşam koşullarını, ilişkilerini anlattı. İlk kitabı ” Altın Kupa ” (1929). 1936’da yayınlanan “Bitmeyen Kavga”da tarım işçilerinin grevi ve bu greve önderlik eden iki Marksisti anlattı. Amerikan çalışma sistemine keskin eleştiriler yöneltti. Üçüncü kitabı “Fareler ve İnsanlar” 1937’de yayınlandı. Bu kez iki göçmen işçi arasındaki garip ve karmaşık ilişkinin öyküsünü anlatıyordu. Kendisine “Pulitzer Ödülü” getiren ünlü romanı “Gazap Üzümleri” 1940’ta sinemaya aktarıldı. II. Dünya Savaşı yıllarında daha çok ideolojik eserler verdi. İzleyen yıllarda politikadan uzak, eğlendirici yanı ağır basan duygusal öğelerin de yer aldığı eserler ve senaryolar yazdı.1962’de edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü.

Fareler ve İnsanlar

‘’ Bizim gibilerin ailesi yoktur.

Biraz paraları olduğunda hemen harcayıp bitirirler.

Onları düşünen tek bir kişi bile yoktur bu dünyada…

Ama biz öyle değiliz.

Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında.

Biz ikimiz hep birbirimizin yanındayız, işte böylece bizi düşünen biri var bu dünyada.’’

George ve Lennie hayallerinin peşinden giden, hayatlarını idame ettirmek için, ırgatlık yapan, iki evsiz gezgindir. George ufak tefek, zeki, Lennie ise koca

cüsseli, orantısız bir güce sahip, zeka sıkıntıları olan biri. George ihtiyaçları olan para için yeni işler bulurken Lennie işi kaybetmeleri için başlarına yeni yeni belalar açmayı başarıyor. Yine de yolları ayrılmıyor.

“Büyük bir sebze bahçemiz, bir kümes dolusu tavşanımız ve bir de tavuklarımız olacak tabii. Kışın yağmur yağdığında boş ver işi gücü deyip sobanın içini iyice doldurup kibriti çakacağız, sonra da sobanın yanında oturup sıcacık evimizde çatıya damlayan yağmuru dinleyeceğiz.”

Yazar kitapta yoksulluk, ırkçılık, dostluk, vefa, hırs, masumiyet, saflık… konularını düşündürücü şekilde harmanlamış. Sadece günü geçirebilmek için çalışan, umutları beklentileri olmayan insanların aksine George ve Lennie hayallere sahipler. Hayallerinin asla gerçekleşmeyecek olmasını bilseler de George sürekli hayallerini anlatmaya Lennie’ ye umut olmaya devam ediyor. Tek hayalleri küçük bir toprak parçasına sahip olup insanca bir hayat yaşayabilecek paraya sahip olabilmeleri.

‘’Cennete gitmek gibi bir şeydir arazi alma hayali de. Herkes küçük bir toprak ister. Ben bir sürü kitap okudum burada. Cennete giden olmamıştır, arazi alan da. Bu kafalarında gezip duran bir hayaldir sadece. Bütün gün onu anlatıp dururlar ama bir türlü gerçekleştiremezler.’’

Yüreği temiz, masum, saf sevgi taşıyan Lennie’nin zeka geriliği yüzünden toplum tarafından dışlanmasını okurken asırlar geçmiş olsa bile toplumlarda ısrarla değişmeyen gizli hükümleri gözler önüne seriyor.

İlginizi Çekebilir

‘’Hayatımın kalan kısmını hemen unutman için sana bir şeyler söyleyerek geçirebilirim de aslında, ben sana bir şeyler tembih ederim, sen unutursun, ben bir daha anlatırım.’’

Lennie’nin sürekli olarak başlarına iş açması nedeniyle yeniden çalışmak için en son geldikleri yerde iş arkadaşları, patronun oğlu ve karısı ile gelişen olaylar bir ders niteliğinde. Hayallerini gerçekleştirmek için ne kadar beladan uzak durmaya çalışsalar da tüm planlarının nasıl alt üst olduğuna ve yarım kaldığına tanıklık edeceksiniz.

“Bizim gibilerin ailesi yoktur. Biraz para kazandılar mı, son kuruşuna kadar yerler. Yaşayıp yaşamadıkları kimsenin umurunda değildir.”

George ve Lennie’nin öyküsü okuyucuyu derinden etkiliyor. Kurgu olduğunu unutup yüreğinize dokunduğunu hissedeceğiniz kitaplar arasında yerini alacak.

‘’ Bütün günler birbirine benzediği zamanda insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varmaz olurlar.’’

Keyifle okumanız dileğiyle

Göknil KONGURTAY

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır