Şu anda okuyorsunuz
ASUR EMPERYALİZMİ…EGEMENLİK ANLAYIŞI…

ASUR EMPERYALİZMİ…EGEMENLİK ANLAYIŞI…

ASUR EMPERYALİZMİ...EGEMENLİK ANLAYIŞI...

” Sana asanı veren Asur ,günlerini yıllarını uzun kılsın…Ayaklarını geniş topraklarının üzerine uzat…Değersizler konuşsun ,değerliler dinlesin ! Değerliler konuşsun ve değersizler dinlesin…Asur ‘da uyum ve barış sağlansın !” II. Asurbanipal taç giyme töreni ilahisi…İdeolojik sistemin doruğundaki kral ; “Büyük kral , yüce kral , Evrenin kralı, kutsal adil kral “… Dolayısıyla kralın fetihleri ,cezaları aslında dünyayı kötülerden korumak onları özgür kılmak ,ilahi adaleti sağlamak içindi. Savaş alanlarında Asurluların fetih yöntemleri hep aynıdır, ayaklanan veya alınması gereken kentin surları önüne gelinir ,teslim olunması için bildiri verilir , hemen teslim olanların hayatı bağışlanır ve tanrı Asur’a sadakat yemini yapılırdı, başkaldıran kentlerin veya fethe karşı direnen veya yeminini bozanlara karşı ,işte o noktada vahşet uygulanırdı. Günümüze ulaşan kraliyet kayıtlarından kesilen diller ,dudaklar kırbaçlanıp derisi kale duvarlarına kağıt yapılan esirler görüyoruz….Çünkü savaş ve fetih askeri saldırı değil ,tanrı buyruğu idi…Günümüzdeki cihad anlayışı ile eşleşiyor mu sizce ?….Bu emperyal sistem sıradan halkı ne kadar etkiledi , azda olsa ona bakalım … Her ne kadar seçkin olmayanların yaşamı hakkında kaynak bulmak zor olsa da bilgi kırıntılarını bir araya getirerek genelleme yapabiliriz…Asur imparatorluğunda ” Khurt’ un ” yarı özgür denilen, dokumacılar ,gıda taşeronları , dericiler ,bahçıvanlar , çobanlar , çiftçiler ” yani ücretle çalışan emekçiler ile ilgili takriben 150 den fazla metin taranarak alt tabakada bulunan bu ailelerin yaşamını eldeki verilerle şekillendirilmiştir. Ne yazık ki bu insanların fetih veya yabancı yönetimler hakkında ne düşündüğünü bilemeyiz, sık sık çıkan ayaklanmalar çokta hoşnut olmadıklarını belli eder…İmparatorluk sonra gelen diğerleri gibi yönetimi kolaylaştırmak için bölgelere ayrılmış ,her bölge sorumluluğu taşıyan bir vali ( Saknu) tarafından yönetiliyordu iletişim ,yol ,bina altyapıdan sorumluydu, vali kralı ağırlar gerekliliğinde asker ve diğer kaynakları sağlar ,vergi toplayarak geliratları merkeze gönderirdi….Tüm bunların yanı sıra Asur ünlü ve etkin bir sistem ile demografik sonuçlara yol açmıştır….Nedir bu ; Fethedilen bir nüfusu alıp anavatanından uzaklara yerleştirmek veya iki fethedilen ülke halkını değiş-tokuş etmek…Çok sayıda yerinden yurdundan olan halklar yine yüzelliden fazla belgeye dayanarak söylersek 4,5 milyon insanın tarih süreci içinde yer değiştiğini yazabiliriz. Sadece Sanherib döneminde 470 bin insan yerinden edilmiş olabilir ( Fracis Joannes, Mesopotamia in the First Millennium Edınburgh Ün. Press 2005) …Yapılan bu yer değiştirme politikası yerinden yurdundan olan dağılan insanların ayaklanmaları engellemek için kimlik ve olmayan anavatanını savunma eylemlerinin önüne geçmekti…Yanı sıra nüfus azlığı çeken bölgelere toprağın işlenmesi için yeni kaynaklardı…Tüm bunların yanında Asur , o zamana kadar rastlamadığımız sanatsal ,kültürel mimari alanda ,iç dekorasyonda yani Asur Rönesansı diyeceğimiz bir döneme imza atmıştır , kentler saraylar ,tapınaklar inşaa ederek…Krallar sarayların yanlarında bahçeler , kanallar yaptırarak egemenlik vurgusunu ön plana çıkardıkları botanik güzelleştirmelerinin en ücra köşelere kadar ilettiği mesaj güçlü denetim , imparatorluğun zenginliği … Asur aynı zamanda rönesansının temeline edebiyatı oturtmuştur…Neticede Asur sosyal sistemini yakından incelendiğinde , ideoloji , ekonomi ,askeriye ve siyasetin hep birlikte işlediğini görüyoruz.. Tarihe yön veren bu imparatorluğun oluşumunda , dünya üzerinde bir cennet oluşturmak için gerekli maddi kaynakları elde etmek arzusu mu ??… Yoksa sadece dinsel kavramlardan yola çıkarak ideolojik emeller için , yeniden biçimlenme ve egemenlik dürtüsü mü….Uzmanlar bu sorunun cevabı için zorlanmaktadır…Sizce??..Bana göre , her şeyin kral etrafında döndüğü düzende tek ideoloji ; kralın hegemonyası ve egoları , bitmek bilmeyen hırslar ,insanoğlunun üstünlük ilkelliği olsa gerek….Tarih akan bir süreç , zaman … Tabikii Asur’ u Asurluların gözünden, döneminden bakmamız gerekir, her dönem artısı ve eksileri ile sadece araştırılıp yazılmalıdır , eleştirilmeden…

Ayla ÖTÜK

#TARİHVEARKEOLOJİNİNGİZEMİ#asur#aylaötük#mezopotamya

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır