Şu anda okuyorsunuz
BELLEROPHONTES…

BELLEROPHONTES…

BELLEROPHONTES

Bellerophontes efsanesi bizim için hala yaşamaktadır. Ateş nasıl yanar, alev nasıl kızıllık saçarsa öyle yaşar…Mavi yolculukta geceyi korsanlar yatağı Ceneviz Körfezi’nde geçirdikten sonra, gemimiz masmavi bir denizin yarlarla kesilmiş koyu yeşil kıyıları boyunca gide gide Olimpos kentine varır. Günümüzdeki adı Çıralı’dır buranın. Alacalı taşlar üstünde gümbürdeyen bir çayın denize döküldüğü bu lahitler kentinin önü ak bir kumsaldır, ardı da grift çalılıklarla yükselen koca bir dağ. İşte bu dağda ateş yanar, toprak yer yer gazlar saçıp kendiliğinden tutuşur. Yanartaş dedikleri bu yer Lykia’nın en güzel efsanesini bu gün de yaşatır…Bu efsaneyi Homeros’un ağzından dinlemeli. O, Bellerophontes’i kendine özgü dizeleriyle, İlyada’ nın VI. bölümünde şöyle anlatır; Yunanistanlı Diomedes ile Anadolulu Glaukos çarpışırken, savaşa ara verip soylarını soracak olurlar birbirlerine. Glaukos’un anlattığı öykü Lykia’nın en önemli efsanesini dile getirmekle kalmaz, iki düşman savaşçıyı konuk ve dost olarak da birleştirir…* At besleyen Argos’un bir bucağında Ephyre ili vardır, Aiolos oğlu Sisyphos yaşardı orada, insanın en kurnazı…Bir oğlu oldu Glaukos’tu adı; Bellerophontes doğdu ondan da sonra, Glaukos’un kusursuz oğlu,Bir de kardeşi vardı, ardından doğan Deliades…Fakat kaderinin kara birgünü Bellerophontes, kardeşi Deliades ile ormanda avlanırken kazara kardeşini öldürdü. Büyük bir üzüntü duydu içinde, ancak acıyla olgunlaşması için Tırynis’e sürüldü, Kral Proitos’un şehrine… * Tanrısal Anteia, Proitos’un karısı yanıp tutuşur, Bellerophontes ile der; gizlice bir sarmaş dolaş olsam, ama birazcık olsun kandıramaz O’nu,Kadın bir yalan atar öfkeyle Kral Proitos’a, der ki;“Bellerophontes’i öldürmezsen lanet olsun sana,O zorla benim koynuma girmek istedi…Kral bu duruma çok öfkelenir, sarayında misafir ettiği bir soylunun bu davranışından dolayı cezalandırılmasını ister….Bellerophontes’i eline tutuşturduğu bir notla Likya kralı olan kayınbabası İobates’e gönderir. İobates, dokuz gün misafir ettikten sonra kendisine gönderilen mektubu okur. Bunun üzerine Bellerophontes’i cezalandırmak ister. Evinde misafir ettiği bir Prensi öldürüp Tanrıların öfkesini çekmektense, nasıl olsa yapamayacağını ve ölümüne sebep olacağını düşündüğü görevler verir kendisine. Bu görevler aslan başlı, yılan kuyruklu ateşler saçan ve insanları, köyleri yok eden Chimera’yı öldürmek, savaşçı bir kavim olan Solymler’le savaşmak ve Amazonlar’ı yenmektir… Bellerophontes daha önce Athena’nın yardımıyla ehlileştirdiği kanatlı at Pegasus’a binerek Chimera’yı öldürmek için yola koyulur. Yanına kurşun uçlu mızrağını da almıştır. Chimera’yı gördüğünde ona saldırır ve Chimera ağzından ateş saçarken mızrağını fırlatır, ateşin etkisiyle mızrağın uzundaki kurşun erir ve Chimera’nın ölmesine sebep olur. Canavar yer altı dünyasına gömülür ve ağzından saçtığı ateşin bir kısmı da yer yüzünde yanar şekilde kalır. “Yanartaş’taki ateş işte bu ateştir” der Bellerophontes’in efsanesi…

*Heykel, İngiltere Staffordshire – Alrewas’ta, askeri bir ulusal anıttır…

Azra Erhat/ Mitoloji Sözlüğü-S/73-74Bellerophontes- Chimera Efsanesi…

@arkeoportal Sedef DİNKÇİ

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır