Şu anda okuyorsunuz
TARIMIN BAŞLAMASI

TARIMIN BAŞLAMASI

TARIMIN BAŞLAMASI

” Açlık genellikle bir savaşın yol açabileceği yıkımdan çok daha büyük yıkıma neden olur..Kıtlık kılıçtan daha keskin bir silahtır ” Romalı Vagetius…Avcı toplayıcı grupların konakladıkları coğrafyada besinin azalması onları her şeylerini yanlarına alarak göç etmeye zorlamıştır…Yerleşik yaşama geçemediklerinden dolayı mülkiyet ve mal birikimleri yoktu…Antropologların çıkardığı envantere göre ailelerin ortak kullandığı mızrak ,ok ,yay ,bileklik ,ağ, sepetler, düdük, kemer ,çekiç ,tarak gibi araç gereçler…Paylaşımı, kampa getirilen besinlerde de görüyoruz…Bunlar diğer gruplarla da karşılıklı yardımlaşmayı canlı tutarlardı, besinin bol olduğu zamanlarda gruplar arası şölenler ve evlilikler vardır…İnsanoğlunun ateşi kullanarak toprağı temizleyip üzerinde bir şeyler yetiştirmesini en az 35.000 yıllık bir sürecidir…İnsanların avcı-toplayıcılıktan şimdiye kadar hiç olmadığı ölçüde tarıma dayalı yaşam şekli ve bağımlılığı adım adım ilerlemiştir…Tarıma geçiş sürecindeki en önemli faktör iklimdir…Buz denizlerinin sondaj örnekleri ve polen profillerinden MÖ. 18.000 ve 9.000 arası iklimin soğuk ,kurak ,değişken olduğu görülür, ve bu yüzden tarım çabası zayıftır..Suriye’nin kuzeyinde Tel Abu Hureyra MÖ 10.700′ lerde çavdar bitkisini ehli tarımla görüyoruz…Fakat 1200 yıl süren ani iklim değişikliği bizi M.Ö 9500 ‘lere sıcak ve nemli havaya gelince istikrarlı ilerlemeye kavuşur…Yerleşik yaşama geçiş her yerde tarımı getirmez ama ağırlıklı katkısı olmuştur ,avcı toplayıcı gruplar gıdayı dengede tutmak için tohum ektiler..ve beslenme alışkanlıkları tahıla doğru evrildi, akabinde doğumun çoğaldığını nüfus artışını görüyoruz…İnsanlık tarihinin ilk mimari yapısı olan Göbekli tepe’de yürütülen kazılar bu bölgede avcı-toplayıcı yaşam şeklinden, tarımsal üretime geçildiğini göstermektedir…Göbekli tepe deki kazılarda bulunan tabak kalıntılarında fermente olmuş hububat ürünleri ve buğday taneleri tespit edilmiştir…Kazılar sonucunda Göbekli tepe’de düzenli tarım yapıldığı ve tarım ürünlerinin bilinçli şekilde gıdaya işlendiği sonucuna varılmıştır…Buğdayın o dönemde öğütülerek tüketildiğini gösteren delillerden biri de kazılarda elle döndürülen değirmen taşlarının bulunmasıdır..(Prof.Dr Hamit Köksel)Çiftçilerin yetiştirdikleri ekin ve bu bilgiler ile tarım alanlarından başka yerlere yayılma bulguları eldeki verilerle desteklenir, yani bu beceriyi ve tekniği bulan insanlar öncü dalgalar ile olmayan bölgelere taşıdılar ör. yaklaşık ,M.Ö 7000 Yunanistan yakın doğuda gelen kolonistlerle tarıma geçmiştir…Besin ilk uygarlıklar döneminde takas ,ücret, vergi ödemelerinde para birimi olarak kullanılırdı…Yiyecek üretmek neolitik çiftçilere komşuları avcı ve toplayıcı insanlara kıyasla önemli derecede demografik, teknolojik, politik ve askeri avantajlar sağladı… Bu avatajlara sahip neolitik çiftçiler tarıma elverişli her yerde avcı ve toplacı komşularını yok ettiler yani mülkiyet yerleşke hakkını elde etmeye başlamak aynı zamanda toprak kavgalarını da başlattı.. Fakına varmadan dünyada bir veya birden fazla avcı ve toplayıcı insanlar evcilleşmiş çiftçiler olmaya başladılar…Yiyecek üretme dünyanın dokuz farklı bölgesinde bağımsız olarak başladı bu bölgeler: Mezopotamya, Çin, Orta Amerika, Amazonlar , tropikal batı Afrika’da, Afrika kıyılarında, Etiyopya’da ve yeni Gine’de).. Burada dikkat çeken unsur bu bölgelerin günümüzde dahi bereketli verimli topraklar olduğudur.. Tarımın yapıldığı yerlerde evcilleştirilen bitki ve hayvanların yabani akrabaları doğal olarak o bölgede bulunuyordu…Milattan 8500 yıl erken Neolitik çağda Mezopotamya’ daki avcı ve toplayıcı insanlar çevrelerinde bulunan bitkileri ve hayvanları evcilleştirerek dünyanın ilk çiftçileri oldular…Temel gıda denilince ilk akla gelen doyurucu ana tahıl buğday…Buğday dünyada pek çok insanın gıda ihtiyacının karşılanması açısından büyük öneme sahiptir… Günümüzde Avrupa’nın batısından Hindistan’ın kuzeyine, İskandinav ve Rusya’dan Mısır’a kadar olan coğrafyada yaşayan insanlar tarafından değişmez yiyecek olarak kabul görmektedir… Türkiye’de ise gıdadan daha fazlasıdır, berekettir, nimettir ve gelenektir…Türkiye’nin güneydoğusunu da içine alan Bereketli Hilal olarak adlandırılan bölgede yerleşik düzene geçiş, tarım kültürü ve buğday tarımı birlikte başlamıştır demek yanlış olmaz…İlk dönemlerde ekmek yapımında arpayı da görürüz ,fakat yükseklere adaptasyonu ve iri taneli olup ekmek lezzet kalitesi kolay yetiştiriciliği buğdayı öne çıkarmıştır… Buğday evcilleştiği alandan hemen sonra batı Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika’ya yayılmış, yani Atlas Okyanusundan Hindistan, İskandinavya’dan Nil vadisine yayılmıştır.. MÖ 6500 Yunanistan’a, MÖ 5000 Almanya…Çin’de pirinç tercihi ( M.Ö 7500′ lerde görüyoruz )buğdayın geç görülme sebebidir.. Çin’de buğday kalıntıları MÖ 2600-1600 yıllarına ait bulunmuştur.. İngiltere’de, İskoçya’da, Galler’de, İrlanda’da ve İskandinav ülkelerinde bundan 5 bin yıl önce yapılmaya başlandı… Buğday ziraatının Asya’ya yayılması Iran (Persia) üzerinden olmuştur… İspanyollar aracılığıyla 1529 yılında Meksika’ya ve 1788 yılında Avusturalya’ya götürüldü. Ve insanlık tarihinin en önemli bir bölümünde besin savaş yakıtı olarak işlev görmüştür…Besin orduların kılıç kullandığı dönemlerde ayakta kalmalarını sağlamıştır..” Ordu midesinin üzerinde yürür ” diyen Napolyon dönemi konserveciliği ortaya çıkarmıştır…

Ayla ÖTÜK

#TARİHVEARKEOLOJİNİNGİZEMİ#mezopotamya#aylaötük#tarım

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır