Şu anda okuyorsunuz
BOZKIRIN GAZABI , HÜLAGU HAN

BOZKIRIN GAZABI , HÜLAGU HAN

BOZKIRIN GAZABI , HÜLAGU HAN ..

“Şehr-i Bağdat gibi kişver-i dil oldu harap, O civanın sitem-i çeşm-i Hülagüsundan”

Nedim…

MARCO POLO , Dünyanın Tasviri isimli kitabından Bağdat şehrinin 1258 yılında Moğol imparatoru Cengiz Han’ın torunu Hülagu Han tarafından alındığını ve halifeliği nasıl ortadan kaldırdığını anlatılarından sizlere aktaralım…

Hristiyanlar , Haçlıların islam karşısında geri çekildikleri bir dönemde Moğolları bir tür ” deus ex machina” yani gökten yere inen tanrı olarak görürler. İslamı yenecek tek güç vardır ,onlardır…Gelelim Bagdat’a ; Bu bölgede “Baudak” denen çok büyük bir şehir vardır, buranın kutsal kitaptaki adı ” Sus ” tur..Farklı ırklardan halklar yaşar ,Yahudiler ,paganlar özellikle Sarrazenler…Bazıları hristiyandır ama kötü hristiyandırlar, daha az sayıda katolik vardır..Şehrin öyle büyük olduğu söylenir ki, bir insan ancak üç günde çevresini dolanabilir…Şehirden büyük bir ırmak geçer, güneye denize dökülür bu ırmak Hint denizine gider…Çok sayıda tacir hiç durmadan buraya gidip gelir…Bağdat’tan ,Hint denizi onsekiz gün çeker , Hindistan’a gitmek isteyen tacirler bu ırmaktan Şişki ( Kiş adası İran körfezinde İran ) denen bir şehre iner oradan Hint denizine girerler…Bağdat ile Şiş’ ki arasında ırmak üzerinde Basra denilen bir şehir vardır palmiye ormanlarının içinde, dünyanın en iyi hurmaları yetişir…Bağdat’ ta simli ,ipek balık hayvan ,kuş desenli kumaşlar dokunur, Hint’ ten gelen inciler burada delinir…Tüm bilimler burada öğrenilir ,özellikle Muhammed’ in yasası ,fizik ,astronomi , felsefe ,ruh çağırma , fallar …Bağdat tüm bölgelerin en görkemli ,en büyük şehridir…Ve ayrıca şunu da bilin ki ,bugüne kadar hiçbir insanın elinde bulunmamış altın ,gümüş değerli taşlar Bağdat halifesindedir…İsa’nın doğumunun 1255.yılı civarı adı Hülagu olan şimdi hüküm süren Kubilay adlı büyük efendinin kardeşi doğu Tatarlarının büyük efendisi ,atlı ve yayalardan oluşan büyük bir ordu topladı…Bağdat şehrine halifenin üzerine yürüdü, şehri kuşattı ve zorla ele geçirdi…Hülagu Bagdat’ a girdiğinde hazineler ile dolu bir kule buldu, bu kule öyle doluydu ki kimse böylesini görmemiştir…Halife pinti olduğundan ne yeterli bir ordu nede atlılara hediyeler vermediğinden felaketten kaçamadı…Hülagu hazineyi gördüğünde hayranlık duydu ,Dünyada böyle bir hazine olacağına güçlükle inandı ve halifeyi huzuruna çağırdı ; ” Halife söyle bana bu kadar çok hazineyi niye biriktirdi , cimriliğin karşısında şaşırdım…Süvarilere ve halkına dağıtmayı red edecek kadar cimri olmana şaşırdım…Ne yapacaktın bunu ? Düşmanının mirasını almak için üzerine orduyla geldiğimi bilmiyor muydun…Niçin seni ve şehrini savunmaları için askerlere ve orduna vermedin? Halife , cevap vermedi ne diyeceğini bilmiyordu..Hülagu ; ” Birşey demiyor musun ,o halde hazineyi çok sevdiğini gördüğüme göre ,yaşamın dayanağı kabul ettiğine göre ne kadar iyi karar verdiğini sana göstereceğim…Yemen için bu hazineyi sana vereceğim.”…Halifeyi hazinenin olduğu kuleye koydurdu ve yiyecek içecek verilmemesini emretti…” Halife madem bu kadar seviyorsun ,hazineni istediğin gibi yiyebilirsin ,hazineden başka bir şey yiyemeyeceksin” ..Halife dört günün sonunda bir serf gibi orada öldü…Bu halifeden sonra sarrazenlerin ne Bağdat’ ta nede başka yerde halifesi olmadı…En çok bilinen bir başka versiyonda ise Persli tarihçiler tarafından aktarıldığına göre 1258 yılında ,Cengiz’ in torunu Hülagu Bağdat’ı alır, Muhammed’ in halefi olan ” Halife El- Musta’ sım ” son halifeyi atlarının nalları altında çiğner ve halifeliği kaldırır.. Bu bize Polo’ nun anlattıkları her işgalin birde karşı taraf gözlemi vardır ona göre de şunları söyleyebiliriz; Bağdat’ın yağmalanması, yüzlerce yıldan beri fevkalade zenginleşmiş olan İslam dünyası için büyük bir yıkım olmuştur… Bu vahim olay, diğer şehirlerin yağmalanmasından önemliydi, çünkü bu trajedinin politik ve psikolojik içeriği ağır basıyordu…Tarihçi İbnü’l-Esîr “el Kamil fit Tarih” kitabında Halife, İslam dünyasının manevi lideri sayıldığı gibi hilafet makamı da Müslümanlar açısından birlik ve beraberliğin simgesi hükmündeydi… Halifeliğin sona ermesiyle birlikte bağlayıcı olan bu unsur da ortadan kalkmış oldu , ayrıca Bağdat, en ileri medeniyetin merkeziydi ve dünyayı aydınlatan bilgi ışınları da genellikle buradan yayılmaktaydı… Uzun yıllar neticesinde elde edilmiş olan bilim, felsefe, sanat ve büyük kütüphaneler gibi hayati önem taşıyan kazanımlar, önemli ölçüde sekteye uğramıştı… Kütüphaneler kül haline getirilmiş veya kitaplar nehirlere atılmış, camiler, medreseler, hastaneler büyük tahribatlara uğramış veya yakılmışlardır…Horasan ve Maveraünnehir’den sonra islam karanlığa gömülmüştür…Tarih sahnesinde Dünya ; ırkların hayatta kalmak yarışında başarılı olmak öne geçmek için savaştıkları ve benliklerini korumak bunları yapmak için bir arena ise şayet Hülagu’ nün bu müdahalesi arapları geri itmiş pasifize olan Türk soyunu özüne döndürmüştür…Günümüz modern Dünya bakış açısıyla değerlendirmek mantıklı sonuç vermeyebilir…

Kaynak : Marco Polo..

Derleme ,Özet; Ayla ÖTÜK

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır