Şu anda okuyorsunuz
ANTİK YUNAN..ATİNA ..HUKUK VE DEMOKRASİ..

ANTİK YUNAN..ATİNA ..HUKUK VE DEMOKRASİ..

ANTİK YUNAN..ATİNA .. HUKUK VE DEMOKRASİ..

Atina dışarıda yaşadığı müspet ,menfi başarı eylemlerinin çalkantıların dışında içerdeki istikrarını korumayı başarmıştır…Demokrasinin önemli yapı taşlarından birisi ” Dikasteria ” adı verilen halk mahkemeleridir…Atina halkının karakteri çok münakaşa yapan bir toplum göstergesiydi, ve mahkemeleri giderek ilkesiz siyasetçilerin elinde hizip çatışması aracı haline geldi…Suçlanan yüksek askeri yetkililerin davaları genellikle dış politika tartışması ve siyasi bir toplantı havasına bürünüyordu…Dikesteria yani halk mahkemeleri hukuk organı olarak işlev görüyordu..DİKASTERİAların İŞLEYİŞİ : 30 Yaşını doldurmuş erkek vatandaşlar dikasterialarda yani halk mahkemelerinde görev yapar ve Dikastesler (juriler ) her yıl gönüllüler arasından kurayla seçilirdi, ve bu juri üyelerine günlük üç obol ( bir işçinin yarı yevmiyesi kadar ücret ) ödenirdi…Dikasteslerin sayısı 201 veya501 arsında değişir siyasi içerikli davalarda bu sayı çoğalabilirdi…Rüşvete engel için jürileri kura ile seçmeye yarayan bir alet vardı ve bu seçim son anda yapılıyordu.. “Kleroterion ” adı verilen bu obje için her birinin üzerinde dikasteslerin ismi yazılı küçük plakalar dağıtılıp bu alete yerleştirilirdi…Oylama kapalı yapılır, her dikastese taştan ve tunçtan verilen iki plaka ,bunlardan birinin ortası boşluklu olurdu…Ve tüm katılımcı dikasteslere hitaben bir ulak ortası delik olanın itham edene verilecek oy ,deliksiz plakanın ise davalıya verilecek oy olduğunu duyururdu…Dikastes oyunu istediğini bakır diğerini ise ahşap hazneye atardı…Dikastesler karar hükmünde cezayı verecek yetkiye de sahiptiler…Her jüri mutlak, jürinin aldığı kararda nihaiydi…Yüksek mahkeme itirazı yoktu çünkü Atina’da Dikesteria hem halkın mahkemesi hem de yüksek mahkemeydi…Bu sebeple Dikastesler hem yargıç hem de jüri idi…Yargılamada tanıkların ifadesi çok önemliydi, davalının şahsiyetine dair tanıklıkta göze alınırdı…Zaman sınırı çok özenli sarf edilir ve bunun için “Klepsydra” su saati kullanılırdı…Atinalıların suç ve ceza kavramını bugünün uygulamaları ile karşılaştırmak anlamsız olur kanaatindeyim…Örneğin yeni doğmuş bir bebeği ölüme terk etmek suç değil aile planlamasının bir gereği veya bir utanç kapatması olarak değerlendiriirdi..Bir köleyi öldürmek kanun dışı fakat köle size aitse karşınızda suçlayacak kişi yoktu çünkü kölenin akrabaları vatandaş sayılmazdı…Bugün adi suç dediğimiz bazı eylemler o gün ölüm cezası olabiliyordu ,örneğin giysi çalmak…Bunun yanı sıra maalesef Sokrates öğretileri nedeniyle , Euthymakhos isimli bir vatandaş bir kızı genelevde çalıştırdığı için Menon bir delikanlıyı alıkoyduğu için ölüm cezası almışlardı…Hapishaneleri idare etmenin anlamsız olduğunu düşündüklerinden hapis cezası pek rastlanmazdı…Yunanlar cinayetin tanrıları kızdırdığına inandıkları için birini öldüren dinen kirlenmiş sayılır ve bu cinayetlerin toplumsal yaptırımı vardı kan davası ,öldürülenin en yakın erkek akrabası bu intikamı gerçekleştirmek zorundaydı…Cinayet işleyen kişilerin sürgüne mahkumiyeti durumunda dahi dinen Attika topraklarının kirletilmesinden kaçınıldığı için yargılama yolu ile savunmalarını gemide yaparlardı.

Kaynak : Davıd Tandy Yale ün.Tennessee ün. Antik Yunan tarihi…

Derleme özet Ayla ÖTÜK

#TARİHVEARKEOLOJİNİNGİZEMİ#aylaötük#antikyunanhukuk

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır