Şu anda okuyorsunuz
Yine de Dünya Barış Günü’müz kutlu olsun…

Yine de Dünya Barış Günü’müz kutlu olsun…

Yine de Dünya Barış Günü’müz kutlu olsun…

1 Eylül 1939 tarihinde 20. yüzyılın en kanlı savaşını başlatan Nazi orduları Polonya’ya saldırarak bir dünya savaşının başlamasına, bu süreçte milyonlarca kişinin ölümüne ve sakat kalmasına sebep olmuşlardı. İnsanlığın en büyük yıkımlarından olan bu kirli emperyalist paylaşım savaşının başladığı gün, 1 Eylül günü Dünya Barış Günü olarak kutlanmaya başlandı.Daha sonra SSCB ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra, Birleşmiş Milletler 21 Eylül gününü Barış Günü olarak kutlanmasına karar vermişler ama neden bilmem Türkiye 1 Eylül’de kutlamaya devam etmiş.Dünya Barış Günü’nü dünyada bir tek Türkiye ve onun himayesindeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 1 Eylül’de kutluyor.Her 21 Eylül’de dünya çapında çatışmaların önlenmesi ve barışın tesisi yolunda bilinçlenmeyi sağlamak için Birleşmiş Milletler merkezinde bir barış çanı çalıyormuş. İkinci Dünya savaşındaki atom bombalarıyla en büyük yıkımı yaşayan Japonya’nın yaptırdığı bu çan, dünyanın tüm kıtalarından çocukların gönderdiği bozuk paralarla üretilmiş ve üzerine “çok yaşa mutlak barış” yazılmış.Günün adı Dünya Barış Günü ama günümüzde hangi dünyanın barış günü belli değil. Devletler birbirlerine diş bilerken, savaş ilan etmek için bahaneler yaratırken kapitalist düzende, silah tüccarlarının organize ettiği menfaat savaşlarında hep masumlar ölüyor, gerçek halk açlık ve sefaletle karşı karşıya kalıyor.Böyle önemli günlerde her devlet ve her siyasi, barış mesajları verir ama yine ertesi günü savaşları planlamaya başlarlar. İnsanlar barış diye sokaklara dökülür, gerçekten barış söylemleri vardır ancak halk bir takım siyasilerin yönlendirmesiyle kutuplaşmalara başlar ve toplumsal barış hayal olur.Kendi gibi olmayanları yok etme iştahları kabaran kişilerin pek umurlarında değildir savaş ama silah tüccarlarının çok umurundadır. Zenginliklerin üstüne zenginlik katlanır, sözde demokrasi getirmek adına çıkarına ters düşen devlete saldırılır, insanlar kırılırken onların cepleri para ile dolar. Bu kirli savaşta emperyalist güçlerin yanında yer alan küçük devletler ve onların siyasileri de bazı umutların peşinde koşarlar.Dünya çapında bazı siyasiler silah satıp kışkırtırken, bazıları hayal satıp halkını uyutur. Barış için savaşmaktan bahsederler, demokrasinin yeniden kurulumundan söz ederler, kimse o halka onları kimlerin yönetmesini istediklerini sormaz. Sandıktan bahseden siyasi arkasını dönüp büyük bir aymazlıkla savaşmaktan söz eder. Kendi gibi düşünmeyeni sindirir, kendi gibi olmayanı yok etmek ister. Kendi halkına pervasızca saldırırken, komşu ülke halkına savaş çığırtkanlığını örtmek için gözyaşı döker.Tam da savaşların konuşulduğu bu günlerde sadece lafta kalacak olan belirli barış mesajlarının verildiği simgesel bir gün olmaktan ileriye gidememiştir adına Barış Günü denen bu gün. Askeri darbelerin, darbe çığırtkanlığının, kanlı müdahalelerin, mezhep kavgalarının yaşandığı, savaşı körükleyen demeçlerin verildiği, pasif direnişlerin üzerine silahla kimyasallarla gidildiği bu günlerde hangi barışı tesis edeceğimizi bilemez haldeyiz.Ne diyeyim… Bir gün gerçek barışın geleceği umudunu koruyarak yine dünyada ve yurtta barışı dileyelim.

Yine de Dünya Barış Günü’müz kutlu olsun…

Meral UÇARI

İlginizi Çekebilir
izmit

La Femme Nicomedia Genel Yayın Yönetmeni

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır