MELEK DORA
Sevgili La femme Nicomedia okuyucuları bu hafta sizlere hunharca öldürülen küçük Dora’dan bahsetmek istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da O.Ö isimli şüpheli lastikçide kendisini rahatsız ettiği gerekçesiyle Dora isimli 3 aylık yavru köpeği yerden yere vurarak öldürmüştü.
Olay sonrası kaçan şüphelinin köpeğe şiddet uyguladığı anlar güvenlik kamerasına yansımıştı. Polis ekipleri şüpheliyi yakalamış ve gözaltına almıştı. Sorguya çekilen şüpheli adliyeye sevk edildi. İfadesinde bir anlık öfkeyle köpeği öldürdüğünü itiraf etti. Yavru köpek onu rahatsız etmişti.
Okuduğumda bir an kanımın donduğunu hissettim. Küçücük bir yavru köpeğin ne rahatsızlığı olabilirdi?
2004 yılında TBMM tarafından kabul edilen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun Kabahatler Kanunu kapsamında olmasından dolayı hayvana şiddet ve istismarın karşılığının sadece idari para cezası olması, bu insanlık dışı canice eylemlerin önünü kesmemekte, verilen cezalar toplumun tüm kesimleri tarafından yetersiz bulunmaktadır.
Dünyamızı paylaştığımız hayvan dostlarımıza karşı işlenen suçların TCK kapsamında değerlendirilebilmesi ve hayvanlara karşı kötü muamele, psikolojik-fiziksel şiddet içeren, cinsel istismar, dövüş, zehirlenme vb. gibi eylemlerin gerektiği şekilde ve sahipli-sahipsiz hayvan ayrımı olmaksızın, görevini kötüye kullanan yerel yönetimlerde dahil olmak üzere cezalandırılması gerekmektedir.
Geçen sene Sapanca’da bacakları kesildikten, işkence gördükten sonra kaybettiğimiz meleği hatırlıyor musunuz? Şimdide yere vurularak öldürülen melek Dora…
Kaderleri aynı olmayabilirdi. Eğer yasa değişmiş olsaydı. Peki biz daha ne kadar kandırılacağız!!! İnsanlık adına utanıyorum, ve ceza kanunu değişene kadar utanmaya devam edeceğim.
Hayvanlara karşı acımasız olan, iyi bir insan olamayacağı gibi toplumu tehdit eden caniler olarak aramızda yaşamaya devam edecekler.
İnsanoğlu aç susuz bıraktığınız bir can olarak bile saymayı çok gördüğünüz hayvanlar var ya bizler kadar nankör değiller, egoları yoktur, üç bacaklı ve tek gözlü yaşarken bunları sorun etmezler. Nasıl göründükleriyle ilgili kompleksleri yoktur. Onlar yaşamları boyunca bir bebek kadar saf ve masum kalırlar. Büyüdükçe masumiyetlerini yitirmezler. Arkanızdan konuşmaz ve iş çevirmezler, pis olarak adlandırdığınız bir insana göre kat kat temiz bir kalbe ve sadakat duygusuna sahiptirler. Paranızın olup olmamasını gözetmezler sizi daima severler, çıkar gözetmeden. Sizinle yaşamın her halini paylaşmaya gönüllüdürler.
Hayvanda gör iyiliği… O ne tecavüzcüdür, ne soyguncu , ne birinin sırtından geçinir, nede kendi kötülüğünü korumak için yasalar yapar…Evet hayvanlar insanlara benzemezler. Hemde hiç, bu yüzden hayvanı sevmeyen aslında kendini sevmez. Siz bence gelin , hayvanlardan öğrenin İNSAN olabilmeyi…
Sevgiyle kalın.
Zerrin Akıncıbaşı KAPLAN
