Tûtînâme
Korona masal günlerinde masal okudum.
Tûtînâme
Behçet Necatigil’in Türkçesiyle
(336 sayfa)
Bu kitabı okumayı, türü masal olduğu için, hep erteledim. Bu korona masal ortamına uydum ve okudum Tûtînâme’yi. İyi ki de okumuşum.
Büyülü masallarla günlerim renklendi. O imgeli anlatımlar ne de güzel vermiş değişmez insan hallerimizi. Bir de Behçet Necatigil’in Türkçeyi kuyumcu gibi işleyişi insanı takıp götürüyor peşine.
Yüzyılların içinden süzülüp gelen bu eseri Behçet Necatigil, 1890 tarihli Osmanlıca baskısından, sadeleştirerek, günümüz Türkçesine aktarmıştır.
Mâh-ı Şeker, genç, güzel bir kadındır. Kocası ticaret için uzaklara gidince, yokluktan yararlanarak, âşıkıyla buluşup sevişmek ister. Tûtî (papağan), sahibinin isteğine uyarak, geceleri masallar anlatır, genç kadını oyalar. Onun niyetini gerçekleştirmesini engeller.
Büyük çerçeve içinde otuz gece oyalayışın hikâyesi… Bilge kişinin bir kuşta dile gelişi…
Hindistan’dan, İran’a, Türkiye’ye, Avrupa’ya geçmiş bir kitap.
İbret alınsın diye sözlü geleneğin yarattığı bir masal içinde masal yumağı.
Kitap seçiminde sizi yanıltmış olmayayım. Güncel, merak duygusunu öne çıkaran kitap beklentisi olanlar sıkılabilirler. Bu kitap yavaş okunan, düşündürürken güldüren bir bir masal kitabı.
Ben bu masalı bir roman gibi okudum. Çağların içinden süzülüp gelen dünyada kendimi buldum. Bir büyülü akışta ruhumu yıkadım.
Sevgilerimle…
(12. 05. 2020)