MİLETOS Hikayeleri…
Ey Tanrı! Sana ait Lykia ve sevimli Maionia ve deniz kıyısındaki büyüleyici kent Miletos… Fakat sen dalgaların yıkadığı Delos’ta sürdürürsün egemenliğini, ünlü Leto’nun oğlu çalarak gider oyuk lirini Pyton’un kayalıklarına doğru, Asls eskimeyen mis kokulu elbiseler giyinerek, liri altın mızrabıyla aşk dolu tınılar yayar . Hızla bir düşünce gibi yeryüzünden ayrılır, Olympos’a gider, Zeus’un dağında Tanrılar toplantısına…Varır varmaz oraya; Lir çalmasını, şarkı söylemesini ister ölümsüzler. Musaların hepsi birden Tanrısal sesle cevap verirler, şarkılar söylerler Tanrıların ölümsüz armağanlarına ve insanların çektiği acı ve cefaya…Ölümsüz Tanrıların lütufları üzerindedir gerçi ama, düşünmek istemezler ve yaşarlar umarsızca, düşkünlük içinde bulamazlar ölüme bir ilaç, yaşlılığa bir çare, güzel saçlı Kharitler ve soğukkanlı Horalar, Harmonia ve Hebe ile Zeus”un kızı Afrodite, hep birlikte dans ederler , ellerini bileklerine kenetleyerek, dans edenlerin arasında yoktur çirkin ya da çelimsiz biri, ama en endamlı ve seyrine doyulmaz güzellikte olanı, Apollon’un kız kardeşi, ok saçan Artemis’tir. Onların arasında Ares ve keskin gözlü Argos’u öldüren de oynar. Phoibos Apollon dans edenlerin ortasında çalar lirini, mağrur ve çevik adımlarla yürür ve etrafa ışıklar saçar…
*Tablo; hemen hemen bütün tasvirlerinde “Altın saçlı” olarak betimlenen Apollon’nun, Victoria tarafından defne yapraklarıyla taçlandırılmasını konu alan, Fransız ressam Noel Coypel tarafından 1667-68 yılları arasında tamamlanmış eseridir.Resim Paris “Musee de Louvre” da sergilenmektedir…
Homerik Hymnoslar/Delphoilu Apllon-S/39
@arkeoportal
Sedef DİNKÇİ
