“Kadın doğulmaz, kadın olunur.”
Tam adı Simone Lucie Ernestine Marie Bertrand de Beauvoir olan yazar, düşünür ve feminist, 9 Ocak 1908’de Paris’te dünyaya gelir. Beauvoir Ailesi’nin I. Dünya Savaşı’ndan sonra ekonomik durumu kötüye gitse de dindar bir Katolik olan annesi, kız kardeşiyle birlikte Simone de Beavoir’ın da dini bir okula gitmesi konusunda ısrarcıdır. Her ne kadar çocukluğunda dindar olarak yetiştirilse de yazar, ilk gençliğinden itibaren inancını kaybeder ve hayatının sonuna kadar ateist olarak kalır..
babası ise “erkek gibi düşündüğünü” fark ettiği kızına baskı yapmaktadır. Bir “genç kız” gibi davranmaması ailesini rahatsız etmektedir. 1925 yılında liseyi bitirip sınavlarını verdiğinde Paris’in Katolik okullarından birinde matematik okur ve sonrasında Sorbonne’da felsefe okumaya devam eder. Sorbonne’dan mezun olan dokuzuncu kadındır.. Üniversite sonrası sınavları için çalışırken Jean-Paul Sartre, Paul Nizan gibi isimlerle tanışır. Bu sınavda Sartre birinci olurken Beauvoir ikinci olur, hem de 21 yaşında bu sınavı geçen en genç kişi unvanını alır..
1943 yılına kadar lise seviyesinde öğretmenlik yapar ve bir yazar olarak hayatını sürdürmesini sağlayan parayı kazanır. 1943 yılında ilk romanı “Konuk Kız” yayımlanır. Sartre ve diğer kadınlarla olan ilişkilerine dair kurgulanmış bir eserdir bu..
II. Dünya Savaşı sonrasında Sartre ve Merleau-Ponty ile birlikte kurdukları “Les Tempes Modernes” (Modern Zamanlar) dergisini çıkarır. Bu dergide yazılarını yayımlayan yazar, kitaplarındaki fikirlerini ufak ölçeklerle duyurur. Ölümüne kadar da bu derginin editörlüğünü yapmaya devam eder..
1949 yılında yayımlanan “İkinci Cins”te varoluşçuluğun esas söylemlerinden olan “varoluş özden önce gelir” sözünü feminist bir düzleme alarak şöyle der : “Kadın doğulmaz, kadın olunur.” Bu sözle toplumsal cinsiyet olarak günümüzde kullanılan İLK ayrımı yapar..
Tüm dünyada kadın hareketinin en önemli isimlerinden biri olmayı başaran Beauvoir, 14 Nisan 1986’da yaşama veda eder.. (“Bavul” dergisi, Temmuz 2019)
