HAYIR DİYEBİLMEK

Hayat bizi gün içinde ve genel hayat yolculuğumuzda çok fazla maddi ve manevi işlere yetişmeye zorluyor. Yaşamdaki en büyük amaçlarımızdan biri ise insanlarla ilişkimizi bir şekilde sürdürebilmek ve  onları üzmemek, kırmamak, kaybetmemektir. En tuhaf olanı da yanlış anlaşılmamak için kendi mutluluğumuzu “hiç” e sayarak, kısacası kendi kul hakkımıza girerek ne kadar çok şeye “HAYIR” yerine “EVET” dediğimizin bile farkında olmamamız. Her işe ve herkese yetişmeye çalışmak insanı bir süre sonra çok yorar. Yeri gelir yaşam enerjisini, sevincini ve huzurunu tüketir ve belirli bir süre sonra gergin, mutsuz, huzursuz hissettirerek ruhen altüst olunur. “HAYIR” diyerek amaç tabii ki etrafımızdaki insanları üzmek değil, gerçekten istemediğimiz şeylere “EVET” dememek. Burada asıl problem bizlerin bin takla atmadan, saatlerce, günlerce el âlem ne der, “ama” lar ve “acaba” lara girmeden “HAYIR” diyemememizdir! “HAYIR” diyemeyenlerimizin en büyük sorunu küçüklükten gelen kaybetme korkusu ve takdir eksikliği, yani yetersizlik duygusunun yoğun olmasıdır. Çok fedakârlık yaparak sürekli kendimizin dışında başkalarını memnun etmeye çalışma çabamız, el âlem ne der endişemiz insanlara hayır diyerek onları kırmaktan, uyumsuz görünmekten ve yalnız kalmaktan ve en önemlisi kaybetmekten korkmaktan kaynaklanır. Bu noktada herkesin kendine sorması gereken birçok soru var: Kendi kul hakkım? Kendi duygu, düşünce ve hisslerim? Kimin doğrusuna göre yaşıyorum? Kendime ne kadar samimiyim? Kendi hayatımızın kimse tarafından yönetilmesine izin vermememiz ve mutlu olmak için “HAYIR” demeyi öğrenmemiz gerekiyor.?”BEN değişirsem dünya değişir.”?

Hülya YÜKSEL