HAYVAN SİPİRİTÜELLERİ

Merhaba La Femme Nikomedia okurları bu hafta size bazı hayvanlarında spiritüel davranışları olduğunu anlatan bir yazı hazırladım.
Ronald K. Siegel adlı bir araştırmacı dini inançların kökeni alanındaki araştırmalarını Afrika fillerinin üzerine yoğunlaştırıyor. Gözlemleri sonucu fillerin ay döngüsünü fark edebildikleri kanısına varıyor. Filler ay hilal olduğu zaman hortumları ile yerden aldıkları çalıları gökyüzüne doğru salladıklarını, dolunay zamanında ise gece suyu girip banyo yaptıklarını söylüyor. Bunun fillerin vahşi doğada hayatta kalmalarını sağlayacak içgüdüsel yönergelere yardımcı olan ay’a bir tapınma ve şükran gösterisi olduğu şeklinde yorumluyor.
Ekim 2003’te bir araştırmacı, Eleanor adı verilen bir dişi filin ölümünü gözlemliyor. Şişmiş hortumu yerde sürüklenen filin kırık dişi ve kulak ve bacaklarındaki yara izleri daha önce düşmüş olduğunu gösteriyor. Başka bir aileye mensup Grace adlı fil hızla Eleanor’un yanına yaklaşarak dev dişleriyle ayağa kalkmasına yardımcı olmaya çalışıyor. Ama Eleanor’un bacaklarında derman kalmamış. Diğer aile fertleri yola devam etmiş olsa da Grace güneş batıncaya kadar, bir süre daha Eleanor’un yanında kalıyor. Ertesi gün Eleanor’un ölüsü bulunuyor. Ölü filin cesedi yerde yatarken birkaç gün boyunca diğer fil aileleri onu ziyaret ediyor. Fillerin cesedi koklayıp dürttüğü ve hortumları ve ayaklarıyla ona dokunduğu gözleniyor. Eleanor’un cesedini artık çakallar ve akbabalar da ziyaret etmeye başlamış ve dördüncü gün aslanların kontrolüne geçmiş olsa da fillerin gündüz saatlerinde hala o civarda beklediği gözleniyor. Cenazeye gösterilen ilgi sadece Eleanor’un akrabalarıyla sınırlı kalmadığından, olayı gözlemleyen araştırmacı, fillerin ölüye karşı “genel bir tepki” verdiği sonucuna varıyor. Farklı deney ve gözlemler de bu sonucu doğrular nitelikte.
Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nün arazi ekibi, onlarca araştırma bölgesinin bazılarında, ağaçların yanında taş yığınları olduğunu keşfetti. Bunun üzerine alana kameralar yerleştirildi. Kamera kayıtları bu taşları oraya şempanzelerin getirip attığını gösteriyordu. Fakat araştırmacılara göre taş atma davranışının yiyecek aramakla ilgisi yok gözüküyordu. Araştırma, bireysel şempanzelerin yiyecek elde etmek dışında başka bir amaç için, özellikle hedef alınmış gibi gözüken ağaçlara karşı taş alet kullanmasının tekrar tekrar gözlemlendiği ilk kanıtı olmuştu aynı zamanda. Bu eylem erkek şempanzelerin bir çeşit güç gösterisi; bir yol ya da bölgenin işareti (yol ya da yön levhası gibi); ya da belki de “kutsal ağaç”ların işaretlenmesi olarak değerlendirdi. Kutsal ağaç teorisi en ilginci ve en akla yatanıydı çünkü aynı zamanda Afrikalı yerel insanların da ‘kutsal’ ağaçlarda taş koleksiyonları bulunuyordu. Bu açıdan bakıldığı zaman şempanzelerin kendilerine ait bir inanç sistemi geliştirildiğini söylemek hiç de yanlış gözükmüyor.
Veteriner sağlık teknikeri
ARZU KURUM DALKIÇ