Şu anda okuyorsunuz
ANTİK MISIR..TAPINAKLAR…

ANTİK MISIR..TAPINAKLAR…

mısır

Antik Mısır tarihini uygarlık gelişim sürecinde kronolojik olarak birkaç bölüme ayırıyoruz…Her tarih aralığı Mezopotamya şehir devletlerinde olduğu gibi gelişim sürecine göre arkeoloğ, antropoloğ, zoo-arkeoloğ, paleontoloğ bilim insanları uzmanlar tarafından birbirlerini tamamlayan bilgi ve bulgularla mevcut toprakların tarihçesi sizlere sunulur…

Bilim insanları Mısır tarihini ; Hanedan öncesi dönem ( M.Ö 4650-3150)

Erken hanedanlık dönemi : M.Ö 3150-2686 …Eski krallık : M.Ö 2686-2181 …Orta krallık : M.Ö 2040- 1782….Yeni krallık : M.Ö 1750-1069…

Geç dönem : M.Ö 656- 332 ….

Bu kronolojiye göre tapınak mimarisini sizlere topluca ve kısaca aktarmaya çalışayım : Mısır tapınakları tanrıların evi olarak inşaa edilmiştir ( günümüzdede aynı düşünce tarzı etkindir..)Bu tanrı evlerinde kullanılan mimari çeşitlilik evreni ve sonsuz yeniden yaradılış yaşamını yansıtırdı..Antik Mısır tüm yaşam biçimini öte dünya inancı üzerine dizayn etmiştir..Bir anlamda bu yapılar tüm yaşamın dünü yarını ve sonraki hayatını ortaya koyan ritüeller sahnesi gibiydi..Tavanlar gökkubbe yıldızları ile süslü bu cenneti taşıyan devasa sütunlar ve sütun başlıkları nilüfer , papirus gibi kutsiyet arzeden bitki süslemeleri ile cenneti taşıyan sütunlar..

Tapınak girişleri ” pilon ” adı verilen devasa çifte kapılar sütunlar sonsuza dek izlenimi verirdi..Yapının içerisinde ilerledikçe açık ve kapalı alanlar karanlık – aydınlık , ölüm- yeniden doğuş fikrini izlettirirdi..Bu yapılar bir anlamda kralın kendini tanrıya adamasının , kraliyet himayesinin bir göstergesi gibiydi…( yakın tarih ve günümüzdede aynıdır, devasa ibadethaneler ve yaptıran yöneticinin bu mimariden dolayı gururlanması isminin devamlılığı )

Antik Mısır tarihinde tapınaklar binlerce yıllık süreçte yeniden inşaa , tadilat, genişletmeye tabii tutulmuş ve işlemi yaptıran kralların ismi mimariye nakşedilmiştir…Bu sebepten tapınak arazisi üst üste gelen yapılanmalar sebebiyle kutsal arzedilirdi, her şehrin veya yerleşkenin kendi tapınagı veya ibdethanesi mutlaka vardı…Tapınaklar belli yerlerde yapılmaz ama yapıldıktan sonrada bölge kutsal saygınlık kazanırdı…Her tapınagın veya tapınak kompleksinin bölümleri özel isimlere sahiptir, ör.; Luksor Tapınagı ” Tanrı Amonun güney barınagı isminde anılırdı…

İlk tapınaklar kerpiç , saz diğer hafif malzemelerden inşaa edildiği için kalıntıları korunamamıştır..Bunlar basit açık veya kubbeli çadıra benzer mabetlerdir..Eski krallık döneminde yapının arka tarafında yanyana üç mabet , tanrı üçlemesinin heykellerine evsahipliği yapmıştır…Orta krallık üç mabedi içinde barındırmasının yanısıra önde bir ön avlu ile sütunlu bir salon ilave edilmiştir…Yeni krallık ve sonrasında standart haline gelen kutsal kayıga ayrılmış bir mabet daha görüyoruz….

Yeni krallık döneminde oldukça farklı planlara sahip veriler elimizde fazladır…Bu tapınaklar uzun süren zaman süreçlerinde inşaa edilmiş olup sonradan gelen kralların ilaveleri ile zenginleştirilmiştir…..Dolayısıyla ön cephe genişletildikçe ana cephe belli aralıklarla tapınagın içinde kalırdı, bu dönem tapınaklarının giriş kapı ve sütunları ufku simgeler, bu iki devasa kapı ve sütunlar rölyeflerle süslenir , kralın düşmanlarına zaferlerinin resmedilmesi onun sonsuza kadar yaşanması fikrine hizmet ederdi..Tepesinde sedir agacıncan bayrak direkleri ve renkli bayraklar, ön cepheye yerleştirilir, ayrıca dış yüzeyde tipik iki dikilitaş bulunurdu…Girişteki sütunları geçtikten sonra duvarları tanrılara adaklar sunan kral resimleri ile süslenmiş bir avluya girilir, bu avlular yanyana sıralanan sütunlu kemerlerle çevrili uzun salonlar ile mabede açılırdı…

Tanrının yatak odasına yaklaştıkça zemin seviyesi yükselir , tavanlar alçalır , ışık azalırdı..Bir kutsallık atmosferi yaratılırdı…Tanrının heykeli çift ahşap kapı ile kapatılmış mabette genellikle piramit biçimi çatısı olan tapınak odasındaydı…

Bazı tapınaklarda çift yönlü sfenkslerin sıralandığı tören ve ayinlerde kullanılan yürüyüş yollarıyla birbirine baglanmıştır…Tapınakların çoğu Nil nehrinden uzak dahi olsalar kanallar ile birbirine baglanarak Nil’ e ulaşılırdı, bu baglantılar tören alaylarının su yoluyla seyahati ve tapınak komplekslerinin ihtiyaç taşınımıdır…

Görüldüğü gibi inançlara dair ortaya konan, inşaa edilen tüm bu devasa ihtişamlı mimari yapılar, dünyanın , insanoğlunun yaradılış ve öte dünya kavramını tanrısal kuramlar üzerinde pekiştirerek ortak ritüeler , ibadet, tapınma eylemlerinin dışa vurmuş gösterisinden başka birşey degildir…Tüm insanlığa gösterişsiz ve yöneticilerinin menfaatleri doğrultusunda kullanmadığı inançlar temennisiyle….Ayla Ötük..

#TARİHVEARKEOLOJİNİNGİZEMİ#mısırtapınaklar#aylaötük

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır