Şu anda okuyorsunuz
AH! OPHELİA…

AH! OPHELİA…

AH! OPHELİA.

Şehrin en güzel kızıdır, onun için deliren erkekler vardır etrafta… Ama O…???… O’da Hamlet’e aşıktır. Bilir ki Hamlet de onun için delirmektedir… Ama kaderin pis oyunlarından biri de onun için yazılmıştır alnına, dünyaya açılan gözünün yanına… Fakat aşkın gözü kördür, ne olacakların habercisi olaylar ne de başka bir şey hiç birini görmez Ophelia… Çok güzeldir Ophelya, olmaması gerektiği kadar, dilindeki şarkı kadar … O’nu mutlu eden yeni uyanmış doğanın “her zaman umut var” diyen renkli çiçekleridir… Bilemez ,hiç kimse gibi O’da bilemez, kaderini yazan Mireler ne yazmıştır alnına… -Sen…Benim için deliren, beni kendinden çok seven sen, bunu nasıl yaparsın? diye soracaktır bir gün… Hayatta en zor soru bu mudur? En zor an aşkın sırtını dönme anı mıdır? Bilindiği üzre, Ophelia William Shakespeare’in Hamlet oyununda bir karakterdir. Babası Polonius, sevgilisi Hamlet tarafından öldürüldüğünde çılgına döner. Hâlâ çok gençken keder ve delilikten acı çekerek ölür… Ophelia’nın Hamlet’e aşkı tam bir trajedidir. O’nu oyunda üç farklı ruh halinde izleriz… *Danimarka prensi olan Hamlet, ona mektuplar yazar ve aklını çelerek kendine aşık eder. Oysa ki abisi Laertes ona namusunu koruması ve kendisini kirletmemesi gerektiğini söyleyerek üzerinde baskı kurar… Opelia bu ağır nasihatlarla hem cinselliğini bastırır hem de kimsenin bağlılığına inanmaması gerektiğine kendini inandırır. Çünkü abisi Laertes kendisinin bir çocuk olduğunu vurgulayarak ona psikolojik şiddet uygular…. Diğer taraftan Hamlet; “İnanma istersen yıldızların yandığına, Güneşin döndüğüne inanma, Doğrunun ta kendisini yalan bil, Ama seni sevdiğime inan Ophelia…” yazan mektuplar yollar… Opelia Hamlete teslim olur… *Bu tutkulu aşk karşısında dayanamaz Opelia. Hamlet’e tertemiz aşkını sunan, tutkulu bir kadınla karşılaşırız bu defa, fakat ne yazık ki bu aşk karşılıksızdır. Ona mektuplar yazıp, görüşmek için yanıp tutuşan Hamlet, birden Ophelia’yı geri çevirir, aslında onu hiç sevmediğini söyler, onunla dalga geçer, hakaret eder ve sonunda da “Kendini bir manastıra kapat!” diyerek onu aşağılar, dışlar ve yok eder. Bir ara tüm erkekleri kastederek, “Aşağılık herifleriz hepimiz; inanma hiçbirimize, manastıra gir…” der ve onu korumak istediği için bunları söylediğini ima etse de daha sonra “erkekleri canavara çevirdiğini” dile getirerek kadınsılığını suçlar, onu bayağı bir kadın gibi gösterir ve sonunda Ophelia’nın yıkımına sebep olur… Aslında Opheli’nın babasını öldürmüştür yanlışlıkla… *Ophelia artık delirmiştir. Karasevda ve melankoli, onu deliliğe sürüklemiştir. Kendi kendine şarkılar mırıldanır ve evlenmeden önce cinselliği yaşadığı için erkeği tarafından terk edilen bir kızla ilgili mesel anlatmaya başlar. Ruhundaki karanlık onun kapalı yerlerde daha da sıkılmasına sebep olur,ancak derin nefes alabildiği tek yer olan nehirin kenarında çiçek toplayarak rahatlamaya çalışırken, ayağı kayarak nehre düşer ve boğularak ölür. Oyunda da bu sahnenin hemen akabinde Kraliçe Gertrude, Ophelia’nın elinde çiçeklerle suda boğulduğunu haber verecektir. Ve Ophelia düşmüş bütün çiçekleriyle Gözyaşları içine ırmağın. Etekleri açılıp yayılmış da sulara Bir süre kalmış ırmağın üzerinde deniz kızı gibi… Ophelia’nın aşkı ve tutkusu, onu deliliğe ve ardından da ölüme sürüklemiştir….

*Ophelia’nın heykeli çok yönlü bir sanatçı olan Srah Bernhard’ a aittir.1880 yılında tamamladığı eser mermer plaka olarak oyulmuş ve orijinali “Londra Sotheby’s Galeri”de sergilenmektedir…

*William Shakespeare Hamlet, IV. Perde, Sahne VII

İlginizi Çekebilir
meral

Sedef DİNKÇİ

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
1
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır