Şu anda okuyorsunuz
YAŞAMI SESİNE HAPSEDİLENLER…

YAŞAMI SESİNE HAPSEDİLENLER…

YAŞAMI SESİNE HAPSEDİLENLER...

Yakın tarihte özellikle 15.yy’da izlerine ilk defa rastlanan soprano sesli erkek sanatçılar Roma’nın Ferrera kentinde belgelenmiştir. 1562 yılında Sistine Chapel korosunda görev alan bu şarkıcıların bir diğer örneğine 1574’de Münich Chapel korosunda rastlanmıştır. Bunlar şöhret oldukları için bilinen bir kaçıydı tabi ki, ama o dönem yüzlercesi kastr edilmişti…
Rönesans döneminde 1450 – 1600 yılları arasında müzikal yetenekleri sebebi ile ön plana çıkmış, geçim sıkıntısı çeken, fakir ailelerin çocukları, kilise ve sanat çevreleri tarafından kastrato şarkıcı olma yolunda teşvik edilirdi. Aslında Kastrato olgusunun sanatta ortaya çıkışı ve varlığını sürdürüşünün temel nedeni, kadına yönelik ayrımcılık ve her alanda uygulanan şiddetti. Orta çağda kadın sesinin kilise korolarında yasaklanması üzerine koroda kadınların seslendirdiği “cantus” adı verilen tiz partisyonlar, başlangıçta kadın sesini taklit eden ergenlik çağındaki erkek çocuklar tarafından söylenirdi. İşte bu kadın düşmanlığı çocuğa yönelik bedensel şiddetin gerekçesi olmuş ve bu gayrı resmi olarak, yaklaşık 300 yıl devam etmiştir…
“Falsettist” olarak isimlendirilen kişilerin ergenlik dönemine özgü ses yapısının sınırlı bir süresinin olması; korist olmak için de uzun ve zorlu bir eğitimden geçme gerekliliği, bu partisyonları icra etme süresini kısaltması sebebi ile, insanlar, kilise korolarındaki “soprano” kadın sesinin eksikliğini kastratolarla çözüme kavuşturmayı uygun bulmuşlar…
Tarihte daha da geriye dönüp baktığımızda insanlar üzerinde ilk kastrasyonun Uruk kentinde MÖ 4000 civarında uygulandığı düşünülür. Sözcüğün kökeni de, Latince “castratio” kelimesinden gelir, bıçak ya da kesme enstrümanı anlamını taşıyan “castrum”dan türemiştir…
Kastrasyon, çocuklar üzerinde müzikal başarılarının ötesinde duygusal açıdan, “normal” kabul edilen yaşam şekilden uzaklaşıp farklılaşarak sosyo-kültürel çevresine yabancılaşmasına, belli bir cinsiyete ait olamaması ile ortaya çıkan benlik krizlerine, depresyon ve hezeyanlarla dolu bir hayat sürmelerine sebep olur. Ama kadınlara yasak olan kilise korolarında, ilahi ses olarak nitelen soprano, mezzo soprano ya da kontr alto kadın seslerini duymak için erkek çocuklarını katlediyorlardı…
Carlo Maria Broschi namı diğer Farinelli de kastre edilmiş sanatçılaradan biridir. Kent katedralinde koro şefi olan babası “Salvatore Broschi”nin ölümüyle ekonomik açıdan zoruluklar baş gösterince hayat koşulları zorlaşır. Napoli’nin en ünlü öğretmenlerinden biri olan, Nicola Porpora ile şan derslerine devam etse de, sesinin bir süre sonra değişeceginden emindir. İşte tam da bu noktada, daha “nitelikli” bir yaşam hayali ile ağabeyi “Riccardo Broschi”nin izniyle on iki yaşında kastre edilir…
“Hristiyan inancının” bedenin bütünlüğünü koruyan, aksini haram kılan yapısı sebebi ile kastrasyon işleminin Farinelli’nin attan düşmesi gerekçesi ile gerçekleştirildiği söylenmiş; böylece “Kilise korosunda’ şarkı söylemesinin önünde kastrasyon sebebi ile engel oluşmamış ama öte yandan Handel’in deyimi ile “yaşamı sesine hapsolmuştu”; toplumdaki yeri değiştirilemez, farklı beklenti veya hayaller içine giremezdi…

*Tablo 1752 yılında İtalyan ressam Jacopo Amigoni tarafından tamamlanmıştır. Eser sanatçının ölene kadar çalışmalarını sürdürdüğü İspanya’da “San Fernando Güzel Sanatlar Kraliyet Akademisi” koleksiyonuna dahildir…

* Farinelli dinlemek isteyenler için ?
https://youtu.be/645ayYMgTcE

Unforgettables / Carlo Maria Broschi…
@arkeoportal?
Sedef DİNKÇİ

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır