Şu anda okuyorsunuz
LYSİSTRATA…

LYSİSTRATA…

Lysistrata...

M.Ö. 411’de, Atina’nın Sparta gibi bazı diğer Yunan medeniyetleriyle savaş içerisinde olduğu bir dönemde ki; bu dönem nereden baksanız 20 yıllık bir zaman dilimidir, Atinalı bir kadın olan Lysistrata’nın başkaldırısı ,liderliği, aktivist yapısı ile gelişen olayları anlatır Aristophanes… Savaş kadınların canına yetmiştir, babasız çocuk büyüten, kocasız kalmış kadınların, hayatı tümüyle ve yokluk içinde sırtlandığı bir dönemde, geç kalınmış bir başkaldırının en güzel örneklerinden biridir ayrıca “Lysistrata…” Çok basit bir stratejik plan ile hareket eder komedyanın kadın kahramanı, Atina, Sparta ve diğer bölgelerden kadınları toplayıp, onları savaşı bitiren bir barış antlaşması imzalanana kadar kocalarıyla seks yapmayı reddetmeleri için cinsel greve davet eder. Kadınlar arasında dilden dile hızla yayılan bu çağrı, kısa sürede bütün ülke genelinde bir örgütlenmeye dönüşür. Kadınlar savaşa karşı birleşerek, ülke hazinesini ele geçirir ve yönetime el koyarlar. Olayın buralara kadar geleceğini aklından bile geçirmemiştir belki de… Genç erkek nüfusun tamamı savaştadır, ama köyün yaşlı erkekleri toplanıp kadınlara karşı çıkar, onlar savaşın gerekliliğinden, kaçınılmaz oluşundan bahseder. Ama hayır; bu ne o an, ne de sonrasında kaderleri olmamalıdır kadınların… Spartalı savaşan kocalar, sevgililer eşlerini özleyince şehrin kapısına dayanır, ama nafile, kadınlar örgütlenmiştir bir kere. Önce Myrrhine adlı kadının kocası ve oğlunun babası Atinalı savaşçı Kinesias, sonra da bir başka savaşçı Spartalı Herald ulaşır kendi şehrinin kapısına eşine özlem içinde. Kadınlar kararlıdır, anlatırlar amaçlarını ve redderler kocalarıyla beraber olmayı… Durumun ciddiyetini anlayan Spartalı Herald ve Atinalı Kinesias geri dönünce anlatırlar bu başkaldıyı savaş meydanındaki askerlere; “kadınlarımız yok artık,yoklar hayatlarımızda, anlattı Myrrhine, anlattı karım bana, istemiyor yalnız bir hayatı bensiz, böyle aşkı, bu sefil hayatı, babasız çocukları, ekmeksiz zor günleri…” “Üstelik” der Spartalı Herald kendi şavaş alanında arkadaşlarına;” her şeyin savaşan erkekler için saklı tutuluyor olması haksızlık, hazine bizim için, ama onlara yasak, ele geçirmişler yönetimi, yaşlı babam yakmak istemiş her şeyi, atmak için kadınlarımızı şehirden, bu kadar acımasız olmamalı savaş, ben karımı istiyorum. Kazansam neye yarar karım olmadan bu topraklar, ya yüzünü görmeden büyüyen çocuklarımın???” Lysistrata, savaşan kocalarının yanına gider, amacı onların ihtiyaç duydukları kadınlarına olan özlemini artırmak, ders vermek, son sözü söyleyip, barış için de onlardan söz almaktır. Lysistrata, hem Atina hem de Sparta’nın ortak bir mirasa sahip olduklarını ve daha önce birbirlerine yardım ettiklerini, üstelik de birbirlerine borçlu oldukları için iki tarafın savaşmaması gerektiğini anlatır… Barışı bir Yunanistan haritası üzerinden değerlendiren Spartalı ve Atinalı liderler, savaşı sona erdirerek toprak haklarına karar verirler. Her iki taraf da aynı fikirde buluştuktan sonra, Lysistrata kadınlara erkeklere geri dönmek üzere çağrıda bulunur… Her ne kadar kadınları taşladığı düşünülse de, tarihte Feminist literatürünün ilk örneklerinden biridir Aristophanes’in “Lisistrata” komedyası….

*Dinlemek isteyenler için https://youtu.be/4Upaabv84jA

Giovanni marradi lisistrata Lysistrata…

Sedef DİNKÇİ

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
1
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır