Şu anda okuyorsunuz
KREUSA ile İON..

KREUSA ile İON..

KREUSA ile İON...

Prokris ile Orithyia’nın kızkardeşi olan Kreusa, henüz küçük bir kızken, bir gün dağlara çiçek toplamaya çıkar. Eteğini çiçekle doldurmuş, eve dönmeye hazırlanırken birdenbire güçlü bir adam çıkar karşısına. Kreusa’yı yakaladığı gibi bir mağaraya götürür. Güzel Kreusa’yı kaçıran Apollon’un ta kendisidir ve O’na sahip olur… Yakışıklı Tanrı Apollon’dan hamile kalan Kreusa’nın doğurma zamanı gelir; ama Apollon ortalarda görünmüyordur. Zavallı Kreusa annesine ve babasına, Apollon’dan bebek beklediğini söyleyemez korkudan ve bir gün kimseye söylemeden kaçmanın uygun olacağını düşünerek evi terkeder… Ayakları O’nu, kaçırıldığı mağaraya doğru sürükler ve orada bir oğlan çocuk doğurur Kreusa. O kadar korkmuştur ki bebeği mağarada bırakıp gider. Ama yaptığına pişman olup geri döner ve ne yazık ki oğlunu bıraktığı yerde bulamaz. Bebeğini yabani hayvanların parçalamış olabileceğini düşünen Kreusa, üzüntü içinde ayrılır oradan.. Bir süre sonra babası Kral Erekhteus, Kreusa’yı Ksuthos adlı bir adamla evlendirir. Ksuthc Yunanlıydı; Yunanlıydı ama ne Athenai’liydi ne de Attika’lı. Bu yüzden yabancı sayılıyordu. Evlilikleri pek mutlu bir evlilik olmadı. Kreusa, durmadan oğlunu düşünüp üzülüyor, Ksuthos da, çocuk sahibi olmak istiyordu. Kreusa’nın ne zaman bebeği olacağını sormak için karı-koca kalkıp Delphoi’ye Apollon Tapınağına gitmeye, Tanrılara akıl danışmaya karar verirler… Delphoi’ye varınca, Kreusa, kocasını şehirde bir rahiple baş başa bırakarak Tapınağa çıkar. Orada yakışıklı bir delikanlı karşılar kendisini ve neden üzgün olduğunu sorar; sonra iç açıcı sözler söyleyerek Kreusa’nın acılarını biraz olsun azaltır… Kreusa, güzel sözler söyleyen delikanlıya, “adın ne senin?” diye sorar.Delikanlı, “Ion,” diye cevap verir, “kendimi bu Tapınağa adadım, annemin ve babamın kim olduğunu bilmiyorum. Apollon’un rahibesi Pythia beni bebekken bulup büyütmüş” der… Hikayeyi duyan Kreusa ağlamaya başlar, bunu gören İon; “Neden ağlıyorsun böyle? Doğruluk tanrısı Apollon’un huzuruna böyle çıkılmaz ki” der… “Ben hiç sevmem Apollon’u!” diye bağırır Kreusa ve sonra kocasıyla Delphoi’ye neden geldiğini anlatır ve “Ben de küçük yaşta ölüme terkedilen bir çocuğun nerede olduğunu öğrenmek istiyorum. O bir arkadaşımın çocuğu ve babası Apollon. Yıllarca önce Apollon, anne-oğulu tek başlarına bırakıp kaçmış, onlara hiç yardım etmemiş” der. Ion. “Apollon böyle şey yapmaz,” diye mırıldanır. “Ama yapmış,” der Kreusa. “Biliyorum ben” Kısa bir sessizlikten sonra Ion, “Dediğin doğru olsa bile yaptığın doğru değil,” der. “Suçladığın kişinin bir Tanrı olduğunu unutma.”diye devam eder… Onlar bu konuşmayı yaparken Kreusa’nın kocası Ksuthos, Tapınağa çıkmadan önce Apollon ile görüşüp İon’un oğul olarak kendine bağışlandığını öğrenir “Sen benim oğlumsun! Apollon öyle söyledi” der Ksuthos İon’a…“Ne oğlu?” diye şaşkın şaşkın sorar delikanlı. Kreusa ise, “Annesi kim?”der… Bu sırada Apollon’un bakıcısı Ksuthos’a, “Rahip seninle görüşmek istiyor,” der ve Ion’a bir kundak uzatır; “Al bu kundak senin. Anneni bulmak için bir ipucu…” “Demek annem bu kundağa sarmış beni, artık her yeri, Asya’yı, Avrupa’yı arar, onu bulurum.” İon’un böyle uzun yolculuklar yapması gerek yoktur, çünkü Kreusa, kundağı tanır ve “Oğlum,” diyerek delikanlının boynuna sarılır… “Siz ikiniz de delisiniz!” diye bağırır Ion… “Deli değilim oğlum, biraz önce bir kadını anlatmıştım ya sana, işte o kadın benim. Sen de, mağaraya bıraktığım oğlumsun. Kundağın kenarında altından iki yılan işlemesi olacak. İnanmazsan aç da bak!”der. Gerçekten de iki altın yılan işlemesi vardır kundakta. Anne-oğul sevinçle kucaklaşıp öpüşürler, onca yıl ve olaydan sonra Athenai’ye dönüp mutlu bir şekilde yaşarlar….

*Resim /gizliliği, sırları temsil eden Tarot kartı.. Tanrı Soyları…

Sedef DİNKÇİ

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır