Herkes Gönlünün Zenginliği Kadar Etrafa Dağıtır .
Dünya insanlarına sorsalar ; Türkleri en çok hangi özellikleri ile tanıyorsunuz diye ? Bence konukseverliğimiz en başta gelir . Bizler de gurur duyarız bu ayrıcalığımızdan. İster Türk geleneği olsun , isterse Anadolu topraklarından gelmiş geçmiş zengin uygarlıkların izlerinin etkisinden olsun , gerçekten övünülecek kadar parçalanırız konuklarımız için . Bizim kuşaktan olanlar çok iyi hatırlar , zaten pek geniş olmayan evlerimizin bir odası misafir için ayrılırdı. Adı da misafir odası olan bu özel mekân , en güzel eşyalarla donatılır, kapısı sadece misafir için açılırdı. Sanki bizim müzesi gibiydi her bakımdan. Büfede en iyi porselenden pasta takımları, kahve fincanları, likör kadehleri , lokumluklar sergilenir , asla gündelik olarak kullanılmazdı. Tüm bu özenli eşyalar da annelerin vefatından sonra yepyeni denecek şekilde geride kalırdı . Tüm bu girişte sonra günümüzdeki konukseverliğe geleceğim. Ne mutlu ki bizler de gördüğümüz gibi devam ediyor , eskisi kadar olmasa da gelenekleri yaşatmayı sürdürüyoruz. Aynı şekilde ağırlanıyor, âdeta evin insanı muamelesi görüyoruz . Tabii bunun karşılığı da var . Hayatın karmaşası arasında yıllarca ayrı düşüp , sonra buluştuğumuz birçok arkadaşımla da gidip geliyoruz . Hepsi son derece konuksever , güler yüzlü , becerikli kadınlar . Ben de gerçek sevdiklerim için elimden geldiğince özel hazırlanır , yorgunluk falına hatırlamam bile . Ama asla onlar kadar olamam. Herkesin tarzı başka diyelim . Ama , işini en iyi yapan hattâ sanat hâline getirenlerden birini anma dan edemeyeceğim. 14 şubatta bizleri davet eden değerli arkadaşım Esin ÖNEN ‘ in konukseverliği bir başka idi . Sanırım oradaki diğer arkadaşlar da benimle hemfikirdirler. Öncelikle birkaç gün önceden telefon edip davetini bildirdi . Daha önce de aynısı olduğu halde benim karışık kafam bu güzel arkadaşımın doğum günü olduğunu anlayamadı maalesef. Herkes hediyelerle geldiği halde ben mahçup oldum . Bizler güzel bir ortamdaki özel masamızda yerlerimizi alırken , garsonlar da onun evde özel olarak hazırladığı ikramları düzenliyordu. Tüm zeytin yağlı yemekleri kendi hazırlamış ve özel ayaklı porselenlerle getirmişti , görüntünün bozulmaması için. Çok şık amerikan servisler , özel kalp çikolatalar hepsi Esin ‘ in ince zevkini yansıtıyordu. Tabii ki herkes diyeti de unuttu , diyabeti de . . . Konu sadece ikram değil , gönül zenginliği bence. Herkes gönlünün zenginliği kadar etrafa dağıtır . Dostlar da gönülden kabul ederler . Daha yazacak çok şey var belki ama onlar teferruat diyelim ve güzel dostlukların ebediyen sürmesini dileyerek herkese sevgi ve selamlarımızı yollayalım . Müsait olduğumda bir gün ben de beklerim .
Lale Darcan TIĞ
