Şu anda okuyorsunuz
Ela Gözlü Pars Celile

Ela Gözlü Pars Celile

Ela Gözlü Pars Celile

Nefesi Tutku Olan Kadın: AFİFE JALE

Osman BALCIGİL

Yazar Hakkında;

Nazım Hikmet’in annesini konu edinen “Celile”, Sabahattin Ali’nin ele alındığı “Yeşil Mürekkep” ve Türkiye’nin en başarılı kadın gazeteci ve yazarlarından biri olan Suat Derviş’in anlatıldığı “İpek Sabahlık”tan sonra, Balcıgil bu kez de “Nefesi Tutku Olan Kadın: AFİFE JALE”ile sahiden çok büyük bir konuyu roman severlerle buluşturmuş oluyor.

Unvan:

Türk Gazeteci, Yazar

Doğum:

İstanbul, Türkiye, 10 Temmuz 1955

Ulusal gazete, dergi ve televizyonların haber bölümlerinde muhabir, editör ve yönetici olarak uzun yıllar çalıştı (1977-2000). Bu dönemde yaptığı araştırma, yazdığı yazı ve televizyon programlarıyla pek çok ödüle layık görüldü. Latin Amerika’da yaptığı çalışması 1988 yılında Gazeteciler Cemiyeti tarafından yılın röportajı olarak seçilmesini sağladı. Haberciliğini, siyasal ve sosyal konularda yazdığı araştırma türünde kitaplarına da yansıtan Balcıgil, Sürekli Basın Kartı sahibi.

2000 yılında gazetecilik yaşamını noktalayan Osman Balcıgil’in roman formundaki son çalışması Zerdüşt’ün Sırrı Destek Yayınevi tarafından 2012 Temmuz’unda yayınlandı. 2011’de aynı yayınevinden yayınlanan Bilginin Efendisi, üç hafta gibi kısa bir süre içinde ikinci baskısını yaparak önemli bir başarıya imza atmıştı.

Ela Gözlü Pars Celile

“Şu sahne denilen illetin cefasını benden çok çeken yoktur.”

Celile, Nazım Hikmet’in annesi, Yahya Kemal’in sevgilisi, Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı. Yahya Kemal’e Ada’dan kalkan vapurun arkasından

‘’Artık demir almak günü gelmişse zamandan

Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;

Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,

Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,

Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!

Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;

Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,

Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.”

Dizelerini yazdıran Celile

Osman Balcıgil’in kaleminden yaşadığı dönemde cesareti, özgürlüğe olan bakışı, hayata attığı adımlar, maceracı, hayat görüşleri ile örnek bir kadın ama hepsinden önemlisi anneliği ile hepimize hayat dersleri verecek olan öğretici bir yaşam. Aldığı eğitim, ressamlık çalışmaları, ela gözleri ve güzelliği ile dönemine damgasını vuran paşa kızı, paşa torunu.

Can dostu Marcel’e yazdığı mektuplar ile içinde yaşadığı tüm duyguları satırlara döküyor. Bir nevi kendisi ile yüzleşme. Marcel’den hiçbir şeyi saklamayan Celine’nin yazdığı mektuplar bir ayna görevi görmüş.

‘’Düşünebiliyor musun, sen ve ben, birbirine düşman, boğazlaşan iki ülkenin vatandaşlarıyız artık. İnanabiliyor musun bu duruma? Ah Marcel, nasıl geldi insanlık bu duruma? Kim getirdi? Yoksa hep böyleydi de ben mi farkında değildim?’’

Aynı çatı altında eşi, çocukları ve kayınpederi ile birlikte kalabalık sayılabilecek bir aileye sahip olsa da kendini yalnız hisseden, sevmeye, anlaşılmaya, ilgiye, şefkate ihtiyaç duyan bir kadın.

Maceracı, deli yanı ile sorumluluk sahibi bir kadın rolleri arasında hep ikincisini seçmek zorunda olsa da içinde ki volkan bir gün patlayacak, maceracı yanı ortaya çıkacaktı.

‘’Aşk olmalı güzelliğin öteki adı’’

İlginizi Çekebilir

Duygusal hayatı her zaman düşlediği, hayal ettiği gibi olmamış, mutlu bir evlilik yaşayamadığı gibi Yahya Kemal’e olan aşkında da aradığı değeri bulamadığından resimleri ile haykırıyor içindeki duygu savaşını.

‘’Resmin ayıbı olmaz beyefendi. Üzerine konuştuğumuz konu sanat’’

Bulutların üzerinde gezinmesini sağlayan, uğruna şiirler yazan, evini terk etmesine neden olan Yahya Kemal’in yüreği Celile’yi taşıyacak kadar büyük değildi. Aşkına sahip çıkamayacak kadar korkak, bir açıklama bile yapmadan çekip gidecek kadar acımasız bir adama aşık olmak Celile’nin hayatını nasıl etkiliyor. Ayakları üstünde güçlü nasıl duruyor.

‘’Yollarda kalan gözlerimin nurunu yordum

Kimdir o, nasıldır diye rüzgarlara sordum

Hülyamı tutan bir büyü var onda diyordum

Gördüm: Dişi bir parsın ela gözlerini’’

Oğlunu ikinci kez doğuran kadın Celile. Anneliğini, oğluna olan duygularını zevkle okuyacaksınız. Nazım Hikmet’i annesinin gözünden okuyarak bilmediğimiz bir Nazım ile tanışmanızı sağlayacak.

‘’Aynı çocuk iki kez doğurulabilir mi? Doğurdu Celile. Oğlu Nazım Hikmet hapishanede ölüm orucuna başlayınca, ela gözlü pars ileri atıldı ve büyük şairi ölümün kıyısından çekip aldı.’’

1902 yılından 1950 yılına, Osmanlı devletinin çöküşünden Cumhuriyetin kuruluşuna zaman tünelinde bir tarihi bir yolculuğa çıkartacak sizi.

‘’Sonunda beklenen oldu, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi. Osmanlı İmparatorluğu tarih sahnesinden çekildi ve yerini genç Türkiye Cumhuriyeti’ne bıraktı’’

Fikirlerinin arkasında duran anneler yetiştirebilirdi Nazım Hikmetleri. Osmanlının son döneminde kendi kararlarını net bir şekilde alarak uygulayan, kendinden emin, dik duruşu ile hayran bırakan, çektiği tüm acılara rağmen ayakları üzerinde duran Celile’yi bir solukta okuyacaksınız.

‘’Dertlerin mi beni bulma istidadı var yoksa ben mi bir tuhafım da gidip dertlere kapılanıyorum’’

Keyifle okumanız dileğiyle

Göknil KONGURTAY

Bu içeriğe tepkiniz nasıl oldu?
Bayıldım
0
Kızgın
0
Komik
0
Şaşkın
0
Üzgün
0
Henüz yorum yok. İlk yorumu siz yapın!

Bir cevap bırak

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır.

Türkiye'den ve Dünya’dan kadınlara öncelikli olarak, bütün kesimi ilgilendiren haberler tarafımızca bizzat yapılmaktadır. La Femme Nicomedia bir markadır. Her hakkı saklıdır. Bu websitesinde yer alan hiçbir metin/haber izin almadan kopyalanamaz.

Yukarı Kaydır