Bin Muhteşem Güneş, Khaled Hosseini
Yazar Hakkında;
Khaled Hosseini, 4 Mart1965 yılında Afganistan’ın Kabil şehrinde doğdu. Babası Afganistan Dışişleri Bakanlığı’nda diplomattı ve annesi Kabil’deki bir lisede Farsça ve tarih dersleri verdi. 1976’da Dışişleri Bakanlığı Hosseini ailesini Paris’e taşıdı. 1980’de Kabil’e dönmeye hazırdılar, ancak o zamana kadar anavatanları kanlı bir komünist darbeye ve Sovyet Ordusu’nun işgaline tanık olmuştu. Hosseiniler, Amerika Birleşik Devletleri’nde siyasi sığınma talebinde bulundular ve buna hak kazandılar ve Eylül 1980’de San Jose, California’ya taşındı. Hosseini liseden 1984’te mezun oldu ve 1988’de biyoloji alanında lisans derecesi aldığı Santa Clara Üniversitesi’ne kaydoldu. Ertesi yıl, 1993’te tıp diploması aldığı California Üniversitesi, San Diego Tıp Fakültesi’ne girdi.
Hosseini, Mart 2001’de tıp pratiği yaparken, 2003 yılında ilk romanı Uçurtma Avcısı yayınlanmıştır. Pek çok ülkede en çok satanlar listesine girmiştir. İkinci romanı Bin Muhteşem Güneş 2007 yılında yayınlanmıştır. Bu çıkış, zamanımızın en büyük edebi kariyerlerinden birini başlattı. Bugün, Khaled Hosseini, dünyanın en tanınmış ve en çok satan yazarlarından biridir. Kitapları yetmişten fazla ülkede yayınlandı ve dünya çapında 40 milyondan fazla sattı.
Hosseini şu anda Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nde iyi niyet elçisi olarak mültecilere yardım etmektedir. Hüseyni, Kuzey Kaliforniya’da İran asıllı Amerikan eşi Roya ve iki çocuğuyla hayata devam etmektedir.
Bin Muhteşem Güneş
” Bu kentin ne çatılarını ışıldatan ayları sayabilirsin.
Ne de duvarların gerisine gizlenen!
BİN MUHTEŞEM GÜNEŞİ …”
Kitap Afganistan’ın yakın tarihini ve kadınların durumunu gözler önüne sererken iki ayrı karakter ile tanışıyoruz. Meryem ve Leyla. Meryem ve Leylanın ilk önce ayrı ayrı hayatlarına kitabın üçüncü bölümünde ise ortak kaderlerine eşlik edeceksiniz.
Meryem, tek suçu Nana ile Celil’in evlilik dışı çocuğu olması. Tek istediği babası ve babasının diğer çocukları ile birlikte yaşamayı düşlediği mutlu bir hayat. Yaşayacağı hayattan çok uzak hayalleri.
On beş yaşına kadar herkesten, her yerden uzak bir yerde annesi Nana ile derme çatma küçücük kulübede büyümüştür. Tüm hayallerini babası ile yaşayacağı günler üzerine kurmuş ve bir gün onun yanına, babasının evine gitmiştir. Babası tarafından eve kabul edilmeyen sabaha kadar kaldırımda uyuyan Meryem’i eve döndüğünde korkunç bir görüntü karşılayacak. Babası annesini kaybeden Meryem’i mecburen evine getirir. Fakat çok kısa bir süre sonra kendisinden çok büyük Raşit ile evlenmeye zorlanır. Raşit ile acele olarak evlendirildikten sonra Kabil’e taşınır. İlk gebeliği düşük ile sonuçlandıktan sonra Raşit’in evindeki zorlu günler daha fazla ağırlaşmaya başlar. Günler hakaret ve kaba kuvvet ve ülkenin içinde bulunduğu iç savaş eşliğinde süre gider. Komşularının evindeki patlamanın olduğu güne kadar.
Leyla, anne ve babası ile Kabil’de yaşıyor. Hayata onu bağlayan tek ayağını kaybetmiş en yakın dostu, arkadaşı Tarık. Tarık ile sadece arkadaş olarak mı kalacaklar. Afganistan’ın içinde olduğu durum onların geleceklerini nasıl değiştirecek.
İki abisi yıllardır savaş saflarındadır. Annesinin ilgisizliği onun babasına daha yakın olmasını sağlamıştır. Abilerinin ölüm haberi sonrasında annesi tamamen kızından ve eşinden uzaklaşmış, içine kapalı bir hayat sürmeye başlamıştır. Tarık la beraber geçirdikleri çocukluğun ardından gençlik yılları birbirlerine olan aşk duygusunu ortaya çıkartmış fakat savaş nedeni ile ülkeden giden Tarık gitmeden önce Leyla’nın onu hiç unutamayacağı bir emanet bırakır. Tarık’ın gidişinin ardından Leyla’nın babası da taşınmaya karar verir. Taşınma sırasında eve isabet eden roket ile anne ve babasını kaybeder. Komşuları Meryem Leylayı kurtararak evinde yaralarını iyileştirmeye başlar.
Meryem Raşit’ten Leyla’nın onların yanında kalmasını istediğinde, Raşit kendisi ile evlenmesini şart koşar. Leyla Tarık’tan karnında taşıdığı bebek için bu evliliği kabul eder. Meryem ile Leyla kuma olarak hayatlarına devam eder. İlk yılın sonlarında Tarık ile olan ilişkisini tahmin eden Raşit Leyla’ya oynadığı oyunla Tarık’ın öldüğüne inandırır. Kızı Azize’nin doğumu sonrasında Meryem gibi oda dayak ve hakaretlerden payını alacaktır. Aradan geçen yıllar sonrasında Raşit çok istediği erkek çocuğu dünyaya gelir. Raşit’tin baskılarından yorulan Leyla ve Meryem Afganistan’dan kaçmayı planlarlar maalesef Taliban’ın getirdiği sıkı rejim sayesinde yakalanıp eve geri getirilirler. Eve geri gelen Meryem ve Leyla için hayat daha da zorlaşmıştır.
Kızını yetimhaneye vermek zorunda kalan Leyla’yı yetimhaneden döndüğü bir gün kapıda bir sürpriz beklemektedir. Bu sürpriz iki kadının hayatını nasıl değiştirecek. Çekilenler unutulacak mı yoksa daha zorlayıcı günler onlarımı bekliyor.
Göknil KONGURTAY
